Erdoğan: “Türklük alt kimliklerden biridir... ’Türkiye Türklerindir’demek yanlıştır” demişti. “Açılım” ın gelip dayandığı nokta “özerklik ilânı” oldu!
Masum görünen “anadilde eğitim” isteği ile başlamıştı açılım. “Habur gösterisi” ile cesaret buldular. Şimdi emperyalistlerin çizdiği haritadaki Kürdistan’ı istiyorlar!
Türk Devleti’nin bütünlüğünü hedef alan bu başkaldırı, masum bir siyasî girişim değil; PKK’nin, BDP’nin ve DTK’nin doğrudan ülkeyi bölme niyetinin ifadesi!
Acı olan da, çıkar medyasının beyinsiz, gafil ve yandaş kalemlerinin neredeyse bu ilan ve istekleri demokratik gösterme yarışı! Norveç katiline, esrarkeş Amy’e ayırdığı yeri şehitlere ayırmıyorlar... Şimdi özerk model araştırması yapan Kandil kalemşörleri, dümen suyunda ve elbette tarih onlara vebalini ödetecektir!
Aslında Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de dağılmış olan Kürtler açısından tarih yine tekerrür ediyor!
***
Hiçbir zaman devlet olamamış,(*) aşiret ve beylikler halinde bile yüzyıldan fazla ayakta kalamamış, bir o devletin, bir bu devletin, kâh Hristiyanların, kâh Türklerin bayrağı altında yaşam sürmüş masum Kürt halkı, yeni bir maceraya doğru yola çıkarılıyor.
Ne yazık ki, uyuşturucudan beslenen PKK gölgesinde seçilen bağımsız (!) BDP milletvekilleri, bir kongreyle, halkın iradesi dışında, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa ve yasalarına kafa tutuyor; Ankara-TBMM yerine Diyarbakır’da toplanıyor; infial yaratacak açıklamalara devam ediyorlar. Halka kâh Zerdüştlüğü layık görüyor, kâh Kürtçe ezan istiyorlar!
İş o kadar ileri gidiyor ki, Kürtçü Bengi Yıldız, “Demokratik Özerk Kürdistan” adını veriyor, “Bu, Sivas Koçgiri’ye kadar olan sınırdır aslında. Doğu ve Güneydoğu’nun tamamıdır... Kürtler askere gitmemeli, kendi kendini idare etmeli, kendi polisini kurmalı, Ankara’ya vergi vermemeli ama devletten yardım almalı” diye arsızlaşıyor.
DTK’li Aysel Tuğluk, “Devletin Kürtlere karşı acımasız bir savaş yürüttüğü” nü iddia edecek kadar pervasız! “Tarih içinde, onlarca Ermeni ve Süryani aşiretin, hayatta kalmak için bile olsa, Kürt kimliğiyle gizlenmeyi tercih ettiğini, yöredeki farklı dil, kültür ve dinde (Yezidiler, Doğu Hristiyanları, Aleviler...) yaşayan insanları değişime/sürgüne/köleliğe zorladıklarını, yerli halkları katlettiklerini” unutacak kadar da cahil!
Kimi Kürtçe bilmez, kimi samanlık kaçkını bu bölücü tayfası kalkmış özerklik ilân ediyor! Hapisteki bebek katilinin istekleri de bitmiyor: Tek muhatap olacak, ev hapsine çıkacak, devlet silah bırakacak, anayasa onun istediği gibi yapılacak...
Halkın böyle bir talebi var mı? Çoğu, BDP’nin kendisini temsil etmediğini söylüyor. Ama bölücüler uluslar arası camiaya, konunun “PKK terörü değil, Kürt isyanı” olduğunu vurguluyor. Silvan’daki çatışmadan sonra BDP’lilerin NATO ve BM’den bir araştırma komisyonu istemesi ne demektir?
İngilizin, Rusun, ABD’nin ve İsrail’in oyunu sürüyor. Kuzey Irak’ta emperyalist ABD’nin Yahudi kılıklı Barzani’ye kurdurduğu Kürt yönetiminin akıbetini zaman içinde göreceğiz. Efendi siyonizm, Mezopotamyayı yedirir mi?
Pekiii... Türkler de isyan ederse ne olacak? Bu tehlikeyi görememek, Türk ile Kürdü düşman etmek, bindiği dalı kesmektir. Sonuçta tarih tekerrür eder, masum Kürt halkı yine acılara yol alır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder