10 Eylül 2011 Cumartesi

Filistin Birliği'nden Filistin Devlet'ine

Türkiye, İsrail'e tarihi tokatlardan birisini daha atmak için gün sayıyor.
Filistin Yönetimi BM'ye 20 Eylül'de başvurarak, Filistin devletinin 194. devlet olarak tanınmasını isteyecek. Türkiye, Filistin devleti için tam destek veriyor ve diplomatik misyonunu, "evet oyu'' çıkartmak üzere çok aktif olarak devreye sokmuş bulunuyor.
Stratejistler, Filistin devletinin BM'de onaylamasının Türkiye'nin Ortadoğu'nun yeniden şekillendirmesindeki pozisyonuna yeni ivmeler kazandıracağını, Türkiye-Filistin (Gazze) arasında stratejik işbirliğinin, İsrail'e Türkiye'nin atacağı en anlamlı tokatlardan birisi özelliğinde olacağını belirtiyorlar.

Bilindiği gibi, Türkiye, Filistin davasını kendi milli davası kabul etmiş ve daima Filistinli kardeşlerinin yanında olmuştur.
Filistinli kardeşlerimize karşı tarihi, insani ve vicdani sorumlulukla hareket etmektedir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gelişmeleri yorumlarken, "Ortadoğu'ya barış ve istikrarın yeniden hakim olması için başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulması, bu sorunun çözümünün temel şartıdır" sözleriyle gerçeğe parmak basmaktadır.
Filistinlilerin tam üye olarak tanınma amacıyla BM'ye yapacakları başvuru öncesinde İsrail'in panikte olduğu gözleniyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistinlilerin tam üye olarak tanınma amacıyla BM'ye yapacakları başvuru öncesinde 40 ülke devlet başkanına mektup göndererek, Filistinlilerin devlet olma taleplerine karşı çıkılmasını istediği, ancak umduğunu bulamadığı belirlendi.

FİLİSTİNLİLERE 140 ÜLKEDEN DESTEK
BM'deki üye devletlerin 140'ının Filistinlilerin lehine oy kullanacağı tahmin ediliyor. BM Güvelik Konsey'inin beş devletinden, Rusya ve Çin, Filistin devletini destekliyor. Amerika, ABD Dışişleri Bakanlığı, Filistin Devleti'nin tanınmasını BM Güvenlik Konseyi'nde veto edeceklerini açıkladı. Fransa ve İngiltere'nin de Amerika doğrultusunda olacağı görülüyor.
Filistinliler bir Amerikan komplosunu önleyebilmek amacıyla oylamanın BM Güvenlik Konseyi'nde değil, çıkacak karar daha az bağlayıcı bile olsa BM Genel Kurulu'nda bir oylama yapılması formülü üzerinde duruyor.
İsrail'in hiç hoşlanmadığı bu gelişmeler ve Arap dünyasındaki değişimlerle birlikte batı ve ABD politikalarını derinden etkileyecek dinamikler içeriyor.
Türkiye'nin tüm gücüyle Filistin'in devlet olarak tanınması yolundaki adımları, Amerika ve İsrail'in buna karşı çıkışı değişik boyutlarıyla da tartışılmaya başlandı.
Amerika'nın Filistin devletinin ilanına muhalefet etmesi açısından baktığımızda, durumun, Başkan Obama'nın çözüm bulmakta zorluk çekeceği bir çıkmaz olarak görülüyor.
Amerika'nın Müslüman dünyasıyla, yeniden bağlantı kurma mücadelesini kaybetmesi ihtimali bulunuyor. Böyle bir pozisyonda Filistin ile tarihi beraberlik içinde bulunacak Türkiye'nin daha avantajlı bir pozisyona geçeceğinden bahsediliyor.

LAÇİNER'İN YORUMU
Gelişmeleri sorduğum uluslararası stratejist, Çanakkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, "Ne Ortadoğu, ne de İsrail'in bu haliyle devam edebilmesi mümkün değil. İsrail bu haliyle Batı'ya ve küresel sisteme ağır zararlar veriyor. Tüm bölge büyük bedeller ödenerek değiştirilirken, İsrail'in bunu engellemesine müsaade edilemez. İsrail'in değişime direnişi bazı şeyleri geciktirebilir.
Türkiye'nin şansı da bu noktada ortaya çıkıyor.
Başkan Obama önümüzdeki aylarda daha çok sıkışacak. Buna karşılık Başbakan Erdoğan'ın Mısır, Tunus ve Libya gezisi, bölgemiz için yeni bir dönemi işaret etmesinin sadece bölgemiz için değil, İslam coğrafyası adına da, bu gezinin açacağı yeni ufukları düşünmekte yarar var'' yorumunu yaptı.
Prof. Dr. Laçiner, Türkiye'nin İsrail'e yönelik kararlarının sonuçları nereye gider? soruma da dikkati çekici bir değerlendirme ile katıldı: ''Açıklanan 5 önlem çok anlamlıdır. Bir kere İsrail Türkiye'nin dostluğunu ilelebet kaybetme noktasına geldi ki bu İsrail'in meşruiyeti adına hayati bir öneme sahip.
İkinci olarak Türkiye Gazze ablukasını tanımadığını ilan ederek Filistin sorununda doğrudan taraf haline geldi. Üçüncüsü bu ablukayı tanımayan Türkiye kendisini Gazze'ye geçişte durdurmaya kalkacak bir İsrail'e silahla karşılık vereceğini de ilan ediyor. İsrail'in uluslararası hukukun üzerinde olduğu açık. Normal bir devlet olmadığı da. Bakalım Türkiye bu 'sıra dışı devlet'i hukukun içine sokabilecek mi? Bu sorunun cevabını bilemiyorum. Tek bildiğim eğer bunu başarabilirse sadece Araplar değil, tüm dünya Türkiye'ye müteşekkir olacaktır.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder