16 Eylül 2011 Cuma

Kuşkularımı sizlerle paylaşıyorum

16 Eylül 2011 Cuma
Devletin dünyanın bir yerinde PKK’lı bilinen kişilerle görüşmesinin kayıtları internet sitesine düştüğü andan itibaren kafamı en fazla kurcalayan konu şu: “Hakan Fidan o görüşmeye gittiğinde Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı mıydı, yoksa MİT’te müsteşar olmadan önceki ilk basamak olan Emre Taner’in yardımcılığına geçmiş miydi?”

Önemsiz mi gördünüz? Öyleyse dinleyin:

Ses kaydını dinlemek yerine metni okumayı, bunun için de Taraf gazetesini tercih ettim. Arşivimde de Taraf versiyonu bulunuyor. Taraf’ın iki yazarı metne eşlik etmek üzere aynı gün birer yorum yazmışlar; onlar da arşivimde...


Her iki yorumcuya göre, Hakan Fidan görüşmeye ‘MİT Müsteşar Yardımcısı’ sıfatıyla katılmış. Biri, görüşmeye tarih ararken, bunu Fidan’ın göreve geliş tarihiyle irtibatlıyor da: “Hakan Fidan’ın MİT Müsteşar Yardımcısı olarak ilk kez katıldığını söylediği görüşmenin, Fidan’ın bu göreve atandığı 17 Nisan 2010’dan sonraki bir tarihte gerçekleştiği söylenilebilir.”

Ertesi gün baktım, PKK ile görüşmeler konusuna değinen neredeyse bütün yorumcular Fidan’ın o tarihte MİT’te müsteşar yardımcısı olduğunu belirtiyorlar...

Garip olan şu: Taraf’ın yayımladığı metinde, görüşmeye katıldığı tarihte, Hakan Fidan’ın Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı sıfatını taşıdığı bilgisi var... Açıkça, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde... Toplantıya ilk kez katıldığı için, görüşmelerin gediklisi olduğu anlaşılan o tarihte MİT’in iki numaralı koltuğunda oturan istihbaratçı tarafından diğerlerine tanıtılmış Fidan. Şöyle: “Sayın Fidan bizimle birlikte bu toplantıya katıldı. Kendileri Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı, onun da ötesinde Başbakan’a en yakın kişilerden biri.”

Herhalde derdimi anladınız: Ya ben okuduğumu anlamıyorum, ya da herkeste zihin tembelliği söz konusu...

Görüşmenin kayıtları internete düştüğü andan itibaren, pek çok meslektaş, haklı olarak sızıntıya kaynak arayışına girişti. Herkesin yaptığı, tahminini paylaşmak elbette. Pek çok yorumcuya göre, kayıtların yayını hükümeti ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ı zor duruma düşürecek... Böyle olduğu için de, ‘düşman bir kaynak’ sızdırma işini üstlenmiştir.

“Kaynak MOSSAD” diyenler çoğunlukta... Birkaç yorumcu, benzer bir akıl yürütmeyle, “PKK sızdırdı” görüşünü seslendiriyor.

Akif Beki Radikal’de farklı bir tez ortaya attı. Okuyalım: “Görüşmeyi kendi arşivi için kayda alan MİT’tir. Dışarıya sızdıran da MİT’ten biri olmalı. Hedefi ise kurumun başına geçmesinden rahatsızlık duyulan isim, yani Hakan Fidan’ın ta kendisi. PKK’yla yürütülen son derece gizli temasların deşifre edilmesi bile yan fayda olarak amaçlanmış gibi duruyor.”

MOSSAD da, PKK da, MİT içerisinden yeni müsteşarı zora düşürmek isteyen biri de sızdırmış olabilir görüşme kayıtlarını...

Kim yapmış olursa olsun, beklenenden çok farklı sonuçlar getirecek bir kapı araladığını düşünüyorum ben...

Hükümet ve Tayyip Bey zora düşmeyecek, tam tersine cesareti kamuoyu tarafından teslim edilecektir. Devlet adına yürütülen görüşmelerde ‘memur’ konumundakiler tarafından benimsenmiş üslup yüklendikleri misyona uygundur ve öyle de algılanacaktır. Abdullah Öcalan’ın tecrit halini mesele yapanlar ile kan dökücü eylemlere katılanlar ise, PKK adına görüşmeye katılanların söylediklerinden şaşkına dönmüş olmalılar...

Okuduğum metinlerde gözüme çarpan en dikkat çekici yön, devlet adına konuşanların dedikleri bütünüyle yer alırken, PKK adına katılanların sözlerinden sadece cımbızla çekilmişlerinin verilmesi... Bir el kendi amacı için kaydı sansürlemiş, bu belli... Sansürlenen bölümlerden haberdar olabilseydik, sızdırma işini kimin yaptığını da bilebilirdik.

Akıl vermek bana düşmez, ama yine de içimden geçeni paylaşayım: Görüşmenin tam kaydı MİT’in elinde varsa hiç vakit kaybetmeden teşkilâtın internet sitesine koysun. Yarım bilgi yerine tablonun bütününü görmek herkesi rahatlatacaktır.

Metni, yarım kaldığı anlaşılan görüşmeleri yeniden başlatmak isteyen Norveçliler sızdırmış olmasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder