16 Eylül 2011 Cuma
PKK ile MİT arasında yapıldığı iddia edilen görüşmeye ait ses kaydı internete düştü ya... 'Tamam' dedim, 'şimdi gayrı-yandaş abiler ve ablalar iktidara o biçim giydirecekler..'
Tahmin ettiğim gibi olmadı... Üç beş ulusalcının miyavlaması dışında fazlaca ses çıkmadı.. Ama eminim ki, bundan bir kaç sene önce böyle birşey olsaydı ortalığı ayağa kaldırırlardı...
Bunun bir kaç sebebi var... 'Kürt sorunu' ifadesini kullananı dahi vatan haini ilan etmek, PKK ve terör üzerinden sürekli iktidarı dövmek bir işe yaramadı...
Neticede ultra-ulusalcı Kemalist anlayış artık hiç bir şekilde itibar görmüyor bu toplumda... En marjinal fikirler dahi, her şey tartışılabiliyor...
Bunun yanısıra bir de 'yüz' lazım ortalığı velveleye verebilmek için!...
İnternete onca skandal ses kaydı, görüntü düştüğünde içeriğine itibar etmeden 'kim çekiyor bunları, kim sızdırıyor, neden sızıyor, nasıl sızıyor..' diye feryat edeceksin, sonra işine gelen bir kayıt sızdığında 'yalnızca içeriğine bakarak' ' N'oluyoruz yahu?.. Bu ne rezillik, hesap verin ulan!..' diye bağıracaksın... Olacak iş değil tabi!...
Ben ( her zamanki gibi!..) Kılıçdaroğlu'nun bu konuyla ilgili ne söyleceğini merak ediyordum...
Konuşması gerekiyordu ve konuştu;
'Ses kaydını dinlemedim.. Dinlemek da istemiyorum... Daha önce de söylemiştim zaten, 'yasadışı dinlemelerin içeriği ile çok fazla ilgilenmeyeceğim..' diye...
Tamam, duruş güzel... Yine ve her zamanki gibi konuşmanın başında, tutarlı, iyi bir şeyler söyleyeceği izlenimi vardı.. Zira Koşaner'in sızan ses kaydının içeriğiyle de ilgilenmediğini söylemişti ve kimin dinlediğini sorgulamanın dışında hiç bir yorum yapmamıştı.. ( Aslında oldukça da 'içerikli' bir konuşmaydı Koşaner'inki.. Hatta 'içler acısı' bile denebilir!.. Ama o hiç ilgilenmemişti..)
Ha, burada sakil duran bir tek 'çok fazla ilgilenmeyeceğim..' ifadesi var... Hani 'biraz ilgilenirim ama çok fazla değil' gibi bir şey olmuş...
Olsun, o kadarını da mazur görürüz...
Lakin hiç dinlemediği, dinlemek istemediği, hatta dinlemenin teklif dahi edilmemesi gerektiği bu ses kaydıyla ilgili bir şey daha söylüyor Kılıçdaroğlu...
'Ama ortaya çıkan bir gerçek var!... Görüşmenin doğrudan Başbakan'ın isteği ile gerçekleştiği anlaşılıyor...' ( Halbuki Erdoğan daha önce de açıklamıştı; 'Hükümet olarak biz hiç bir şekilde terör örgütüyle masaya oturmayız.. Ama devletin bazı kurumları görüşmeler yapabilir..' diye..)
'Hah..' diyoruz, Kılıçdaroğlu bu işte...
Hiç dinlemedi, dinlemek dahi istemedi ama 'ortaya çıkan gerçeği..' keşfetti!...
'Ortaya çıkan bir gerçek var..' Var tabi var!...
Ama Ergenekon sanıklarının ne menem planlar yaptığı ile ilgili ses kaydı düşünce, 'ortaya bir gerçek çıkmaz!..' Tek bir gerçek var, milletvekili yapıp kurtarabildiğin kadar Ergenekoncu'yu kurtaracaksın!..
Bazı komutanların darbe planlarını itiraf ettikleri ses kayıtları düşünce de 'ortaya bir gerçek çıkmaz!...' Sızdıranı yakalayacaksın!..
Bazı yüksek yargı mensuplarının Ergenekon'un nasıl kurtulacağını tartıştıkları ses kaydının hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur, ortaya çıkan bir gerçek de!... Kim kaydetti, onu bulacaksın!...
Koşaner'in ordunun durumu ile ilgili olarak 'tam bir kepazelik var' dediği ses kaydının da ortaya çıkardığı bir gerçek yoktur!... Kaydedeni, sızdıranı asacaksın!...
Baykal'ın 'gizli iktidarı(!)' ile ilgili görüntülerin sızması neyi ortaya çıkardı peki?... Bilmem.., Kemal abi gibi ben de içeriği ile 'çok fazla(!)' ilgilenmem..
Ama gerçek, ortada!...
Kılıçdaroğlu oturuyor artık o koltukta!...
Ve maalesef daha önce defaatle söyledik...
Kılıçdaroğlu her konuda kıvırıyor olabilir... Kıvıramadığı tek bir şey var, o da CHP liderliği!...
Asıl ortaya çıkan gerçek bu işte!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder