CHP nasıl kurtulur? Sorunun cevabı çok basittir ve de tek kelimedir: Kurtulmaz.
Fakat tek kelimelik yazı yazılamayacağı için de bunu açmak, uzatmak, çekiştirmek, lafın belini "köşe dolduracak kadar" getirmek zorundayız.
Şeref Oğuz'un yazı dizisini okudunuz mu? Dört gün boyunca uğraştı, "CHP ne yapmalı" sorusuna çözüm bulmak için...
Hayır, CHP medyasının zibidileri gibi amigoluk etmedi, oturdu ciddi ciddi sorunlara çözüm aradı.
CHP'ye bayıldığından değil, gazetecilik yaptığı için.
Bulduğu şöyle de özetlenebilir: CHP'nin iktidar umudu taşıyabilmesi, onu bırakın, en azından tutarlı muhalefet olabilmesi için AKP'nin yaptıklarının "üzerine" birşeyler koyması şart!
Yani öyle saçı bitmedik yetim edebiyatıyla uğraşarak, lafa laf oturtarak, laga luga ederek ya da nefret kusarak değil.
"Yapılanları kötüleyerek" değil, "daha iyisini yapacağına" halkı inandırarak...
"Hele oyunu ver, gerisini merak etme" ucuzluğuyla da değil tabii...
"Türkiye'nin yarınıyla ilgili somut projeler" geliştirerek. Her alanda...
CHP'nin bir "ekonomi politikası" yok... "Üretim ekonomisi" gibi genelgeçer laflar ediyorlar ama içi boş... (Diyarbakır'a Et ve Balık Kurumu açıp Kürt meselesini çözmek gibi parlak saçmalıklara kendi amigoları bile gülemiyorlar...)
Eğitim alanında "insan merkezli, çağdaş eğitim projesi" gibi iri bir laf ediyorlar ama bunun da içi boş.
Dış politikada hiçbir önerisi yok. Yurtta sulh, cihanda sulh... Sulh olunca da "pis Araplar geldi" falan diye kızıyorlar bu sefer.
Ulaşım tasarıları demiryolları ağırlıklı, yani İsmet Paşa'nın 1930 politikasının bir adım önüne bile geçemiyor.
Konutta hiçbir somut proje yok, "TOKİ" benzeri "sosyal mosyal" projelerin iyi kötü bir benzerini bile düşünemiyorlar.
İstihdam konusunda "temenni" var, o kadar.
İhracat konusunda ne düşündüğü belli değil ama herhalde Aydın Doğan'ın maaşlı iktisatçılarının aklına uyacağı ve "liranın değerini düşürerek" ihracatı desteklemeye kalkacağı "tahmin" ediliyor...
Şeref Oğuz gibi bazı değerli arkadaşlar bütün iyi niyetleriyle var sanıyorlar ama CHP'de bu projeleri üretecek zihniyet de yoktur, kadro da.
CHP'nin böyle bir "yeteneği" yoktur.
Öte yandan CHP eski Anayasa'ya sımsıkı sarılıyor, birşeylerin değişmesi gerektiği fikrine de şiddetle karşı çıkıyor. Memur partisi CHP'nin başlıca tasası, "politikacılara karşı Ankara yüksek bürokrasisinin çıkarlarını gözetmek", korumaya ve kollamaya çalışmak, o kadar. Bunun için bulabildiği yol da "engelleme" taktikleri, o kadar.
Bazı kişiler de saf saf CHP'nin "sola yatarsa" kurtulacağını sanıyorlar. CHP, hiçbirşeyi değiştirmeden herşeyi değiştirmek gibi "absürd" bir özlem içinde. Onun için de hep "özlem" düzeyinde kalıyor, seçimlerde ve referandumlarda bu boş özlem bu kez "hüsrana" dönüşüyor.
Elbette bütün bunlara, temelde "Osmanlı" olan halkın CHP'ye, daha doğrusu bürokrasiye doksan yıldır duyduğu, ne doksanı yahu, kapıkulu sınıfına altı yüz yıldır duyduğu "tarihi tepkiyi" de ekleyiniz!
"Değiştirmek" de lafın gelişidir, ortada özlem var gibi görünse de aslında özlem mözlem de yoktur. CHP bugün Türkiye'nin en tutucu, en gerici partisidir. Ne çağı anlayabilmiştir, ne Türkiye'yi.
"İç savaşın şiddetlenerek sürmesini" isteyen MHP bile ondan çok daha açık seçik bir politika izlemektedir. MHP Türkiye'yi anlamış ama yanlış anlamış, CHP onu bile anlayamamıştır.
"Kılıçdaroğlu yelini" üfürenler de bu yüzden şimdi morarmaktadırlar. Her zaman yaptıkları gibi gene "yanlış ata" oynamışlardır.
Ne yapsınlar, o eküriden doğru at çıkmaz ki!
Mesele at meselesi değil, hara, ahır, hipodrom, padok ve pist meselesi.
Kılıçdaroğlu başbakan ha?
Adamcağızı çuvallatıp rezil etmek mi istiyorsunuz?
Yazının linki:
http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/engin-ardic/25-09-2010-adamcagizi-rezil-edeceksiniz.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder