4 Eylül 2010 Cumartesi
Irak: Ozgür, demokratik ve yok olan ülke!
ABD Başkanı Barack Obama, muharip birliklerin çekilmesini kutlarken Irak'ın özgürleştirilmesi operasyonunun sona erdiğini söyledi. Yardımcısı Joe Biden da 'Irak'ın kurtarılması görevi bitmiştir' dedi. Dünya medyası ise muharip birliklerin çekilmesini bir Amerikan zaferi olarak takdim etti. Aynı medya, ABD'lilerin Irak'ta 7 yıl neler yaptıklarını ya da nelere yol açtıklarını konuşmadı. Geriye kalan 50 bin ABD askerinin orada ne iş yapacağını sorgulamadı. Irak halkının dramı birkaç cümleyle özetlenerek dosya kapatılmak isteniyor.
Irak, tarihi boyunca alışageldiği yıkımlardan en 'çağdaşını' yaşadı. Maddi ve manevi yıkımın sınırı yok, ülke yerle bir edilmiş durumda. İşgal öncesi sayıları 1.5 milyon olan dullara yüz binlercesi eklendi.Yetim sayısı 4 milyon, sakat kalanların sayısı 5 milyondan fazla. Çeşitli hastalıklarla uğraşmakta olan okul çağındaki çocukların yarısından fazlası okula gitmiyor ya da ilkokulu bitiremedi. Yani 20-30 yıl sonra Irak halkının yarısı cahil olacak ve bir zamanlar bölgenin en gelişmiş ve eğitimli toplumu olan bu halk, cehaletin karanlık girdaplarında kendine ve tüm bölgeye çok büyük zararlar verecek.
BÖLGESEL SAVAŞ ÇIKABİLİRBelki de ABD'liler Irak'ı bunun için işgal etmişti. Çünkü Saddam Hüseyin'in nükleer ya da kimyasal silaha sahip olmadığını ve El Kaide ile benzeri örgütlerle hiçbir ilişkisinin bulunmadığını ABD eski Başkanı George Bush da İngiltere eski Başbakanı Tony Blair herkesten çok daha emin ve kesin olarak biliyordu.
Saddam'ın diktatör olması ise Bush ve Blair'in umrunda değildi çünkü ABD ve İngiltere yanlısı Arap ve Müslüman ülkelerin neredeyse tüm yönetimleri Saddam'dan daha diktatör ve üstelik çağdışı. Bush ve Blair Irak'ı işgal ederek 10 bin yıllık tarihi olan bu ülkeyi yerle bir ettiler, onu İsrail karşıtı blokun dışına çıkardılar, tüm bölgeye yayılma kabiliyeti gösteren Şii-Sünni, Kürt-Arap, Türk-Acem savaşının altyapısını oluşturdular ve böylece tarihsel bir misyonu yerine getirdiler. Bush ve Blair, MOSSAD ve İsrail'in diğer bilinen ve bilinmeyen örgüt ve kurumlarının Irak'ta ve özel olarak Kürt bölgesinde çok amaçlı yoğun bir şekilde çalışmasını sağladılar. Bu durum seçimlerin yapılmasından bu yana 5 ay geçmesine rağmen hükümetin kurulamamasını ve Irak'ta karmaşık ve zor denklemlerin neden ABD tarafından çözülmediğini yeterince anlatmaktadır.
İÇ SAVAŞ DA KAPIDAOysa Obama ve Biden'a göre ABD, Irak'a kurtuluş, özgürlük ve demokrasiyi getirmişti ve bu ülkede 'yeni bir şafak' doğmuştu. Obama da bu özgürlük ve demokrasinin korunması için 2011 sonuna kadar bu ülkede 50 bin kadar asker bırakacak ve bu askerlerden ne kadarının bu tarihten sonra orada kalması gerektiğine yine sonra karar verecek. Çünkü Biden'e göre bu askerler 'sivil' görevlerinin yanı sıra Irak ordusunun teröre karşı mücadelesine yardım edecek. Yani terör bitmezse ABD askerleri Irak'tan ayrılmayacak. 160 bin Amerikan askeri, 100 bin civarında yabancı paralı asker, köy korucusu gibi çalışan 100 Sünni ve 250 bin elemanı ile Irak güvenlik güçlerinin baş edemediği 'teröristler' yani El Kaide ve benzeri direniş grupları, ABD'nin çekilmesinden sonra çok daha güçlü şekilde etkin olacaktır. Sünni olan bu grupların karşısına İran destekli Şii hükümet güçleri çıkacak. Bu da Şiiliğin yükselmesinden tedirgin olan bölgedeki Amerikan yandaşı Sünni Arap ülkelerini rahatsız edecektir. Bu ise Amerikan işgaliyle başlayan Şii-Sünni çatışmalarının farklı merkezlerin provokasyonları ile hem Irak hem de bölge ülkeleri için çok tehlikeli bir durum almasına yol açacaktır. Böylece ABD ve müttefiği bölgesel ve uluslararası güçler hedeflerine varmış olacaklar. Yani yaklaşık 100 yıldır Filistin sorunuyla uğraşan ya da uğraşmak zorunda bırakılan bölge halkları ve ülkeleri gerekli önlemleri almamaları durumunda başta Kürt sorunu olmak üzere Irak işgalinin sonucu birçok sorunla uğraşmak zorunda kalacaklardır. Çünkü Irak, Şii-Sünni ve Kürt-Arap, Türk ve Acem çatışmaları açısından müthiş potansiyeli olan ve üstelik petrol rezervleri açısından dünya sıralamasında ikinci ülke. Emperyalist ülkeler, Irak ve insanlık tarihinin belirlendiği coğrafya ile ilgilenmektedir ve ilgilenecektir. Aksi takdirde Irak'ın işgal edilmesi hiçbir şey ifade etmeyecekti. İsrail devleti, Filistin topraklarında değil de Arjantin, Uganda ya da Alaska'da kurulmuş olsaydı hiç kimse Washington'daki 'barış' görüşmeleri ile ilgilenmeyecek ve radikal İslamcı Hamas hiç kimsenin umurunda olmayacaktı!
Bu yazı
http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/husnu-mahalli/04-09-2010-irak-ozgur-demokratik-ve-yok-olan-ulke.html linkinden alınmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder