Çok tartışılmış bir konudur efendim (kötü yazarlar lafa böyle girerler)... Serbest Fırka meselesi.
Bunun gerçek bir muhalefet hareketi mi olduğu, yoksa bir "muvazaa" partisi mi sayılması gerektiği çok tartışılmıştır. (Eee, senin fikrin ne?)
Bir yoruma göre, Atatürk "şöyle ikinci bir parti kurdurayım da kimler bana karşı, dökülsünler ortaya, bir göreyim" demiştir... Sonra canlarına okumak üzere...
Kimisi de, "memlekette CHP'ye karşı öyle büyük bir tepki vardı ki, Atatürk ikinci bir partiye izin vermekten başka çare bulamadı" der...
Kimi şaşkın da bu partiye izin verilmiş olmasını "Atatürk'ün ve İnönü'nün aslında ne kadar demokrat olduklarının" kanıtı sayar! (Kapanmasına ne diyor?)
Fakat bütün CHP amigoları, Serbest Fırka'nın (ömrü de hepi topu üç aydır, 1930 yılının ağustos ayından kasım ayına kadar) bir "karşıdevrim" hareketi olduğu konusunda birleşirler.
Bunun çeşitlemeleri de vardır: Türkiye'deki üçlü kutuplaşmaya çare bulduğunu iddia eden büyük bir şarkıcı-mütefekkir, geçen gün Serbest Fırka'nın ayakta kalmasına o dönemde "ülke koşullarının hazır olmadığını" yazıyordu. (Kelliğe ve kısırlığa karşı da çareleri var mı?)
1925 yılına kadar memlekette bir sürü parti vardı... Sosyalist partiler de, komünist partisi de serbestçe faaliyetteydi...
Tövbe, "padişahçı" parti yoktu. "Cumhuriyetçi muhalefet" vardı, 1924 yılında susturuldu.
Bir yıl sonra da "her türlü muhalefet" susturuldu.
Bunun "yalnızca İnönü'nün isteğiyle ve Atatürk'ün göz yummasıyla" mı gerçekleştiğini, yoksa her ikisinin "ortak irade ve kararıyla" mı olduğunu da pek tartışırlar.
Öyle ya da böyle, hani o hazır olmayan ülke koşulları, yirmili yıllarda "yapay" bir şekilde yaratılmıştır!
1930 yılında ülke koşulları hazır değildi de, 1945 yılında nasıl hazır oluverdiler? Sakın dünya savaşını Amerika kazandığı için olmasın?
Serbest Fırka'nın karşıdevrimci olduğu söylenir ve kanıt olarak da Menemen olayları gösterilir. Bu partinin Menemen'deki ayaklanmayla hiçbir ilgisi yoktu.
Tıpkı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın da Şeyh Sait ayaklanmasıyla hiçbir ilgisinin olmadığı gibi.
Bunlar, muhalefeti susturmak için bulunmuş bahanelerdir.
Sosyalistler mi karşı çıkacaklardı Batılılaşma devrimine, alafranga liberaller mi? Güldürmeyin beni.
Serbest Fırka, CHP'nin (yani bürokrasinin) sekiz yıllık uygulamalarına karşı halkın duyduğu tepkiyi ve hatta öfkeyi bir ölçüde yatıştırmak, tabir caizse "gazını almak" için kurdurulmuş (kurulmuş demedim, kurdurulmuş dedim), ve de üç ay gibi kısa bir sürede çığ gibi büyüdüğü ve güçlendiği için, "Allah korusun" ilk genel seçimde CHP'nin yerine geçebileceği anlaşılınca yokedilmiştir.
İzmir yakılmış olduğu için de halktan en büyük ilgiyi orada görmüştür! (Talihsiz, güzel ve yalnız İzmir, şimdi de geri kaldığı için bu kez ters yönde tepki gösteriyor.)
Bu ne demokratik bir yaklaşımdır ki, bir parti emirle kurduruluyor, sonra da emirle "kendi kendini feshetmesi" telkin ediliyor? Bu ne özgür bir partidir ki, Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Hanım partiye üye ettiriliyor, kendisi üye olmuyor, olduruluyor? (Rahmetli peder beni bir partiye "sokmaya" kalksa evde kavga çıkardı.)
Efendiler, işte CHP ancak bu şekilde iktidara gelebilir ya da orada kalabilir... Ya muhalefeti susturarak, ya da çaresiz kalınca darbe kışkırtarak. CHP hiçbir serbest seçimi tek başına kazanamamıştır ve de kazanamaz.
Yani Sayın Kılıçdaroğlu, hiç öyle Zafer Mutlu'nun askerlerinin gazına gelip de "yüzde 40 alacağım" hayalleri kurmasın. Alamaz.
Geçenlerde de Internet'te serserinin biri "CHP'nin iktidara gelince beni bitireceğini" yazıyordu...
Bitir beni Kemal... Beni bertaraf et... Bana yazık et...
Siz seçim kazandığınızda ben herhalde doksan ya da yüz yaşımı bulurum, o saatten sonra bitirsen ne olur, başlatsan ne olur?
BU YAZI http://www.tumkoseyazilari.com/yazar/engin-ardic/27-09-2010-bitir-beni-kemal.html LİNKİNDEN ALINMIŞTIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder