Hiç memnun değil CHP'li kalemler... Boykot süreci içerisinde CHP yöneticilerinin ağızlarından çıkan en keskin sözleri hatırlatıp mutabakat metninde tutuklu milletvekillerine açıkça atıfta bulunulmamasını bir zaaf ve yenilgi gibi gösterme çabasındalar...
Yazdıklarını okuduğunuzda, boykotun hiç bitmemesini yeğlediklerini anlıyorsunuz...
Boykot biraz daha sürseydi ne olacaktı? Tutukluluk kararında ısrar eden mahkemeler, CHP'liler yemin etmiyor diye, bu tavırlarını değiştirecekler miydi? Mevzuat değişikliğiyle sonuç almak herhalde daha kolay ve bunu sağlamak için CHP'lilerin Meclis çalışmalarına katılmaları şart.
Elbette CHP'li medya da bunu biliyor. Ancak onların amacı, iki tutuklunun Meclis'e girmesi değil zaten; onlar CHP üzerinden kendi siyasetlerini yürütmenin derdindeler... CHP onlar için tepe tepe kullanılacak bir malzeme...
İnanmayan, siyasi hayatımızın çok partili döneminde yaşananlara bakabilir...
27 Mayıs (1960) ihtilâlinde CHP'nin parmağı olduğunu iddia edenler, bu iddialarını, CHP'li basının yayınlarına dayandırır. Gerçekten de, CHP'li bazı gazeteciler, kendi itiraflarıyla, 'ihtilâlciler arasında' yer almışlardı. Kamuoyu, ihtilâle, uyduruk haberlerle hazırlandı. İhtilâli onlar savundular. Yassıada'da görülen bazı davalar doğrudan onların kaleminden çıkma yalan haberlerden mülhemdi.
O kadar geriye gitmeye ne gerek var? 28 Şubat (1997) 'post-modern darbesi' sırasında CHP'li bilinen medyanın günah galerisi yeterince açıklayıcı... Refahyol Hükümeti'ni devirmek için elden gelen her türlü tezviratı yaptı CHP'li kalemler; haberleri çarpıtarak, haber bulamayınca uydurarak...
Yarım yüzyıl boyunca işlenen siyasi günahlarda fiilen rol almış basın mensupları için 'CHP'li kalemler' veya 'CHP'li medya' deyişim kolayıma geldiği için... Bir de, CHP'nin gelmiş geçmiş yönetimlerinin onlara 'CHP'liymiş gibi' davranmasından... Yoksa o çizgiyi 50 yıldır sürdürenler ile onların el verdiklerinin sadakatleri CHP'ye değil... Yukarıda da yazdım; CHP onlar için zamanı geldiğinde kullanılacak bir malzeme sadece...
Bir de şu var tabii: Yarım yüzyılda iktidara ne zaman 'sağ' veya 'merkez-sağ' bir parti gelse yıpratıcı muhalefete geçtikleri için, dışarıdan bakanlar, onlar ile CHP muhalefeti arasında yakınlık kurarak böyle bir yakıştırmada bulunuyorlar...
CHP ve CHP'liler de öyle durumlarda yanyana düştüklerini görüp aynı yanlışa düşüyor olmalılar...
Meclis milli egemenliğin tecelligâhıdır ve millet, egemenliği, seçilmiş temsilcileri eliyle kullanır. Başka her şey bir yana, sırf bu temel ilkeye aykırı olduğu için yanlıştı CHP'lilerin yemin boykotu... CHP'li gazeteciler buna neden karşılar acaba?
Sadakatleri CHP'ye değilse, CHP için doğru olana da itiraz ediyorlarsa, CHP'li bilinen gazetecilerin sadakatleri kime, nereyedir dersiniz?
Yazdıklarını okuduğunuzda, boykotun hiç bitmemesini yeğlediklerini anlıyorsunuz...
Boykot biraz daha sürseydi ne olacaktı? Tutukluluk kararında ısrar eden mahkemeler, CHP'liler yemin etmiyor diye, bu tavırlarını değiştirecekler miydi? Mevzuat değişikliğiyle sonuç almak herhalde daha kolay ve bunu sağlamak için CHP'lilerin Meclis çalışmalarına katılmaları şart.
Elbette CHP'li medya da bunu biliyor. Ancak onların amacı, iki tutuklunun Meclis'e girmesi değil zaten; onlar CHP üzerinden kendi siyasetlerini yürütmenin derdindeler... CHP onlar için tepe tepe kullanılacak bir malzeme...
İnanmayan, siyasi hayatımızın çok partili döneminde yaşananlara bakabilir...
27 Mayıs (1960) ihtilâlinde CHP'nin parmağı olduğunu iddia edenler, bu iddialarını, CHP'li basının yayınlarına dayandırır. Gerçekten de, CHP'li bazı gazeteciler, kendi itiraflarıyla, 'ihtilâlciler arasında' yer almışlardı. Kamuoyu, ihtilâle, uyduruk haberlerle hazırlandı. İhtilâli onlar savundular. Yassıada'da görülen bazı davalar doğrudan onların kaleminden çıkma yalan haberlerden mülhemdi.
O kadar geriye gitmeye ne gerek var? 28 Şubat (1997) 'post-modern darbesi' sırasında CHP'li bilinen medyanın günah galerisi yeterince açıklayıcı... Refahyol Hükümeti'ni devirmek için elden gelen her türlü tezviratı yaptı CHP'li kalemler; haberleri çarpıtarak, haber bulamayınca uydurarak...
Yarım yüzyıl boyunca işlenen siyasi günahlarda fiilen rol almış basın mensupları için 'CHP'li kalemler' veya 'CHP'li medya' deyişim kolayıma geldiği için... Bir de, CHP'nin gelmiş geçmiş yönetimlerinin onlara 'CHP'liymiş gibi' davranmasından... Yoksa o çizgiyi 50 yıldır sürdürenler ile onların el verdiklerinin sadakatleri CHP'ye değil... Yukarıda da yazdım; CHP onlar için zamanı geldiğinde kullanılacak bir malzeme sadece...
Bir de şu var tabii: Yarım yüzyılda iktidara ne zaman 'sağ' veya 'merkez-sağ' bir parti gelse yıpratıcı muhalefete geçtikleri için, dışarıdan bakanlar, onlar ile CHP muhalefeti arasında yakınlık kurarak böyle bir yakıştırmada bulunuyorlar...
CHP ve CHP'liler de öyle durumlarda yanyana düştüklerini görüp aynı yanlışa düşüyor olmalılar...
Meclis milli egemenliğin tecelligâhıdır ve millet, egemenliği, seçilmiş temsilcileri eliyle kullanır. Başka her şey bir yana, sırf bu temel ilkeye aykırı olduğu için yanlıştı CHP'lilerin yemin boykotu... CHP'li gazeteciler buna neden karşılar acaba?
Sadakatleri CHP'ye değilse, CHP için doğru olana da itiraz ediyorlarsa, CHP'li bilinen gazetecilerin sadakatleri kime, nereyedir dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder