Pek bilinmeyen bir isimdi.
Şimdi çok ünlü.
AKP ile birlikte yıldızı parlamıştı.
Öyle ki Başbakan Erdoğan’ın en gözde adamları arasındaydı.
Bu gözdeliği yüzünden Başbakan onu 2005 yılında RTÜK gibi çok önemli bir kurumun başına bile getirdi.
2007 yılında Zahit Akman 2. kez RTÜK Başkanı yapıldı.
Şimdi ise adalete hesap veriyor.
- - -
Suçlamalar çok ağır:
- Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak
- Nitelikli dolandırıcılık
- Evrakta sahtecilik
- - -
Davanın da iddianın da asıl kaynağı Almanya.
Deniz Feneri Derneği, bu ülkeden yoksullara verilmek amacıyla 41 milyon Avro topluyor.
Bu paranın 17 milyon avrosu Zahit Akman’ın kuryeliği ile gizlice Türkiye'ye getiriliyor.
Yardım paraları bu yolla Akman ve arkadaşlarının ilişiği bulunan şirketlere aktarılıyor. Ve Kanal 7 hisseleri de bu paralarla alınıyor.
Alman adaleti; bu olayı sorguladı; yargıladı; oradaki sorumluları suçlu buldu ve 2008 eylülünde hapse mahkum etti.
Almanya; oradaki Deniz Feneri e.V davasını yüzyılın yolsuzluk davası ilan etmişti.
CHP'li Ali Kılıç'ın verdiği bilgilere göre; bu yardım paralarının AKP'nin kuruluşunda bile kullanıldığı yönünde iddialar var.
Sayın Kılıç'ın tespitine göre; Zahit Akman Almanya'da yargı önüne çıkartılabilir.
- - -
Çünkü; Alman adaleti; 'Bu yolsuzluğun asıl sorumluları Türkiye’dedir.' demiştir.
Asıl sorumluları da işaret etmiştir: Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile eski RTÜK Başkanı Zahit Akman ve diğer Kanal 7 yöneticileri.
Aradan 3 yıl geçtikten sonra bizim adalet nihayet bu isimleri sorgulamaya başladı.
2009 yılında CHP’li Atilla Kart, 'Deniz Feneri, Ak Parti ve YİMPAŞ arasında sermaye akışına yönelik bulgular var' iddiasında dahi bulunmuştu.
İlginçtir ki sadece bu davanın bilgileri basına sızdırılmıyor...
- - -
Bu bulgulara karşın şunu açıklıkla söylüyorum:
-Zahit Akman ile Zekeriya Karaman ve öbür Deniz Feneri şüphelileri de şu an için masumdurlar.
Bu isimlerle benim dünya görüşüm ve yaşam tarzım çok farklıdır.
Amma hukuk daha son sözünü söylememişken, Zahit Akman ve Zekeriya Karaman ile ile ben farklı dünyaların insanıyız diye; onları suçlu ilan etmeye kalkışmayı hukuku çiğnemek sayıyorum.
Ayrıca; tutuklanan insanların durumunu; onlardan intikam almak için fırsat saymayı iğrenç bulurum.
Mahkemeyi; onlar aleyhinde kışkırtmam...
Polis bana bunlar hakkında el altından suçlayıcı belge - bilgi ulaştırsa bunları da suçlayıcı tarzda yayınlamam.
O yüzden bir kez daha yazıyorum:
-Zahit Akman ile Zekeriya Karaman halen masumdurlar.
Çünkü; haklarında verilmiş bir yargı hükmü yoktur.
YA ÖBÜRLERİ?
Olayın Almanya'daki sorumluları mahkum edilmiş olmasına karşın...
Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmadığı için Zahit Akman ve Zekeriya Karaman halen masum sayılmalıdır.
- Böyle olunca da Prof. Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay da masumdurlar.
- Zahit Akman'ın masumluğu var ise Doğu Perinçek de aynı konumdadır...
- Polisten yasadışı biçimde aldığı bilgilerle spor medyasının şimdiden suçlu damgasını vurup yok edilmesini istediği Aziz Yıldırım da aynı biçimde masumdur.
Trabzonspor Başkanı Sadri Şener de...
Bütün Ergenekon ve Balyoz davası tutukluları da...
- - -
Ne yazık ki milletçe linç kültürüne esir düşmüş durumdayız.
Bizden olmayanı yok etmek duygumuz azmanlaşmış...
Bu yüzden kendimizi özel yetkili savcı ve yargıç yerine koyup anında ceza kesiyoruz.
Af ve merhamet duygumuz çoktan çürümüş.
Padişah 4. Murat'ın celladı Kara Ali gibiyiz.
Kemerimize tırnak sökecek kerpetenleri, gözleri deşen milleri, kemikleri kıran çekiçleri; deri soymada kullanılan bıçakları dizmişiz.
İşkence edecek insan arıyoruz.
Cellat Kara Ali; demirden işkence aleti taşıyordu. Bizler ise kalemimizle yapıyoruz o işkenceleri.
Şu adalet istiyor gözüken cellatlar yok mu; midemi bulandırıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder