*Türkiye'nin yüz akı bir stadı yok. Saracoğlu kaçak, yerleşim bakımından yüz karası bir stat. Olimpiyat leş, İnönü Stadı çağ dışı
* Türk Telekom Arena'nın daha modern, daha mükemmel, daha kullanılır olması için savaş veren herkese saygı duymak lazım
* Rijkaard artık biliyor ki yeni bir kötü sonuç daha olursa gönderilecek ve bu nedenle kendi paçasını kurtarmaya uğraşıyor
Hollanda kampında Rijkaard ile Adnan Sezgin'in otel terasındaki tartışması objektiflere takıldı. Rijkaard ile Sezgin'in arasının açılması Galatasaray'a nasıl yansır? Yani geçici bir olay da olabilir. İnsan en yakın arkadaşıyla da bir konu hakkında tartışır, masadan kalkar gider. Adnan Polat, Rijkaard ve Adnan Sezgin bence aynı tezgâhın içindeler. Birbirlerine kızıyor olabilirler. Çünkü Rijkaard biliyor ki bu defa da olmazsa kendi gidecek. Anladığım kadarıyla, Rijkaard'a transferle ilgili birtakım sözler verilmiş ve yapılmamış. Onun için kızmış. Çünkü Galatasaray, Fenerbahçe'nin 10 puan gerisinde kaldığı halde bu üçlüde bir değişiklik yapılmadı. Yine 10 puan gerisinde kalırsa Adnan Sezgin'den bir türlü vazgeçilmediğine göre Rijkaard gidecek. Rijkaard da bunun farkında. Kendi paçasını kurtarmak için uğraşıyor olabilir, kızmış olabilir ama üçünün birbirine olan kenetlerinin çözüldüğü anlamına gelmez. O anlık bir olay. -Türk Telekom Arena'nın yapımında Yiğit Şardan ve Işın Çelebi'nin arasında bir gerginlik yaşandığı ifade edildi. "Yönetim içinde sorun yok" deniyor ama sık sık bu tür haberler çıkıyor. Işın Çelebi, Galatasaray Yönetim Kurulu'ndaki aklı başında, 'güvenilir' diyebileceğimiz adamların başında gelir. Tanıyorum bunların hemen hemen hepsini. Bugün Arena Stadı yapılıyorsa, sona eriyorsa, bir süre sonra açılacaksa bunda başrol oynayan kişi Işın Çelebi'dir. O ihtilafın sebebini bilemiyorum ama Arena Stadyumu'nun daha iyi olması, daha mükemmel olması, daha çağdaş, daha modern olması, daha kullanılır olması için savaş veren herkese saygı duymak lazım. Çünkü ortada Türkiye'nin başına bela bir Olimpiyat Stadı gibi leş var. Vergi veren Türk halkının başına bela bir leş var iken Arena'nın en mükemmel olması için kim savaşıyorsa ben ona saygı duyarım. Bu arada kavgalar da çıkabilir, yumruklaşmalar da çıkabilir, her şey de çıkabilir. Önemli olan Arena, Türkiye'nin yüz akı stadı olsun.
NASIL İZİN VERİLDİ!
Türkiye'de yüz akı stadyum yok. Fenerbahçe Stadı yerleşim bakımından yüz karası bir stat. Kaçak, öyle bir yerde stadyum yapılamaz. "Yapılır" diyen gelsin benimle konuşsun. Büyükşehir Belediyesi, bu stada nasıl kullanma izni verdiğini bana anlatsın bakayım. Otobana yarım metre kaldırımla bağlı stadyum dünyanın neresinde var! O stadyumun güvenliğini nasıl sağlayacaksın. Yarın bir terör grubu, bir intihar kamyonunu, otobandan stadyumun altına koyduğu zaman ne olacak? Baksınlar bakalım FIFA'nın stadyum için güvenlik şartnamesi nedir? Etrafında ne kadar boşluk olması lazım. En basitini söylüyorum. Maç günlerinde Kadıköy'e, Moda'ya giriş çıkışı yasak. Böyle bir stat olabilir mi? Fenerbahçe Stadı yüz karası. Beşiktaş'ın stadyumu yerleşim olarak da çok güzel. Ama stadyum olarak tarih, çağ dışı bir stadyum. Yıkılıp yeniden yapılması lazım ama ona da SİT Kurumları izin vermiyor. Yeniden söylüyorum Olimpiyat Stadı leş. İstanbul'da 'Stadyum' denen stat yok. Olursa Arena olacak. Onun için bu konuda kiminle savaşılıyorsa saygı duyarım. -Polat divan kurulunda yaptığı konuşmada, "Birkaç Galatasaraylı, Galatasaray asaletine, duruşuna yakışmayan hareketler yapıyor ve bu bizi rahatsız ediyor" dedi. Kimleri hedef almış olabilir? Ben söylediklerinin Haldun Üstünel ve Cemal Özgörkey olduğunu düşünüyorum. Çünkü Adnan eleştirilere takılan bir kişi değil. Öyle birisi olsa bana takılır en başta... Öyle biri değil. Orada söylediği isimler belli. İkisini de gözden çıkarmış. Haldun'u da Cemal'i de... Başkanlığa devamını Yiğit'e bağlamış... -Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın Avrupa kupalarındaki rakipleri belli oldu. Kulüplerimizin tur şanslarını nasıl görüyorsunuz? Yani eskiden olsa '3'te 3 olur' derdim. Rakip bile değil bunlar. Ama şimdi zor. Fenerbahçe bu haliyle Young Boys'u geçerse iyi... Galatasaray'ın tamamen şans. Galatasaray'ın o kadroyla kimlere ne maç verdiğini biliyorum. Beşiktaş giderse gider. Ama Fenerbahçe ve Galatasaray takılırsa hiç şaşırmam. Kağıt üzerinde açık farkla geçmeleri lazım. Yani hem orada hem de burada yenerek geçmeleri lazım. Türkiye'ye de puanlar kazandırarak geçmeleri lazım. Ama ikisinin de haline bakıyorum. İkisi de elenirse hiç şaşmam.
BEŞİKTAŞ TUZAĞA DÜŞTÜ
Quaresma'yı alarak sansasyon yaratan Beşiktaş'ın Guti'yi de transfer ettiği iddia ediliyor ama henüz bir açıklama gelmedi. Beşiktaş'ı bu transferde tam bir menajer tezgahının içine düşürdüler. Biraz daha yolmaya çalışıyorlar. -Federasyon Mali Kurul Toplantısı yapıldı. Toplantıya Aziz Yıldırım ve Fadıl Akgündüz'ün kavgası damgasını vurdu. Yani, al birini vur ötekine. O kavgayı okuyunca güldüm ben... -Gökçek'in kurulda konuşma yapması bekleniyordu ancak sorular göndermekle yetindi. Özgener ile Gökçek arasındaki tartışmayı nasıl yorumluyorsunuz? Melih Gökçek'in Mahmut Özgener'e karşı çıkmasına da güldüm. Melih Gökçek karışık bir adam. Yani parti içinde sorunlar yaratacak gibi geliyor bana. AK Parti içinde sorunlar yaratacak gibi geliyor bana.
* * *
DERYA PALAVRA BİR EFSANE
Ediz Yıldırımer, Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası'nda Türkiye'ye tarihindeki ilk altın madalyayı kazandırdı. Ayrıca bin 500 metrede ikinci oldu. Yıllardır Derya Büyükuncu'yu konuşuyoruz. Ediz yeni bir isim; Türkiye için bir umut olabilir mi? Yıllardır konuştuğumuz Derya'nın böyle bir madalyası var mı? Gençliğinde ya da büyüdüğünde Avrupa Şampiyonu olmuş mu? Derya, Ediz hakkında ne düşündüğünü açıklasın!.. İşte bu Ediz'den bizim haberimiz yoktu. Altın madalya aldığı zaman adını duyuyor, Türkiye onun. O yüzden Derya 'palavra efsane' olarak yıllardan beri var. Şimdi de ayda 10 bin dolar maaşla yine sonuncu olacağı Londra Olimpiyatları'na hazırlanıyor. Bu da Türkiye'nin utancıdır. Yani bu Türk spor teşkilatının utancıdır, Türk spor medyasının utancıdır bir kere daha. Türkiye Yüzme Federasyonu'nun utancıdır. Ediz, bu altın madalyası ile çok kişinin yüzünü kızarttı. "Keşke almasaydı" diyenlerin sayısı daha fazla gibi geliyor bana... Bu "Aman altın madalyayı aldı" diye sevinenlerden...
ETİYOPYA ELVAN DOLU
Elvan, Elmas Lig'de (Diamond League), 5 bin metrede üçüncü oldu. Abeylegesse'nin koşu taktiğini nasıl buldunuz? İyi bulmadım. Kimse kimseyi kandırmasın. Atletizmde Avrupa Şampiyonası palavra bir şampiyona. Artık üçüncü sınıf bile değil. Dünya Şampiyonası var, Olimpiyatlar var. Olimpiyatlar bir numara, Dünya Şampiyonası iki numara, Grand Prix'ler de üç numara. Çünkü bütün dünyanın atletleri yarışıyor buralarda. Avrupa Şampiyonası'nda sadece Avrupalılar yarışıyor. Avrupa'da da atletizm kalmadı. Sovyet atletizmi çöktü, Doğu Almanya atletizmi çöktü. Atletizmde Avrupa'da kim var? Hele bu uzun mesafelerde Afrikalıları çıkarsan geride bir şey yok. Onun için yani Elvan o yarışı rahat birinci bitirmeliydi. Mücadele bile edemedi. Başından sonuna mücadele edemedi. Hani son düzlüğe beraber girersin de son atakta kaybedersin. Hayır. İki tur kala Elvan'ın yarışı kazanamayacağı belli olmuştu. Böyle bir Elvan olabilir mi? Önünde koşanlar kim? Elvan kötü. Yani her antrenör değişikliğinde biraz daha kötüye gidiyor. Niye antrenör değişiyor bu da ilginç. Nevin Yanıt'ın, Elvan hakkındaki sözlerini okudum. Tüylerim ürperdi yani. -Elvan'ın antrenmanlarda selam vermediğini ve fair-play ile alakasının olmadığını söyledi. Bu şunu gösteriyor ki Elvan atletizm camiasında nefret edilen bir isim. O zaman bu antrenör değişikliğinin arkasındaki kişi de o. Ya antrenörler bunun kaprislerine dayanamayıp kaçıyorlar ya da dediklerini yaptıramadığı için 'Nasılsa bu Türkiye bana mahkum' diye bu antrenörleri attırıyor. Mahkum falan da değil. Etiyopya'da Elvan dolu
* * *
HAKKIMI ARIYORUM
Ömer Üründül siz başta olmak üzere Dünya Kupası sırasında televizyon yorumculuğunu eleştirenleri hedef alan bir yazı kaleme aldı. Galatasaray-Arsenal maçını yorumlamasını hazmedemediğinizi ve bu nedenle o günden beri eleştirdiğinizi yazdı. Üründül'ün bu iddiasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz? Ömer'e cevap vermek benim için çok ayıp olur. Yeni biri değil, ben de yeni biri değilim. İkimiz de 40 yıldır bu mesleğin içindeyiz. Türkiye ikimizi de yeterince tanıyor. Onun için Ömer'in yazdıklarını okuyanlar kararlarını zaten vermişlerdir. Kamu televizyonunda yorumculuk yapmaya devam ettiği sürece en ağır şekilde eleştirilecektir. Çünkü 'kamu televizyonu' demek; benim vergilerimle çalışan televizyon demek. Yani Ömer'in orada yaptığı iş benim paramla yapılıyor.
TRT İLE SAVAŞACAĞIM
O işin iyi olmasını istemek, benim hakkım. Özel televizyonlarda ne yaparsa yapsın umurumda değil. Ama Ömer ya da bir başkası kamu televizyonunda bu kadar kötü kullandığı zaman ben karşısında olurum. Eleştirilmek başka şey alay konusu olmak başka şey. Kamu televizyonu alay konusu olamaz. Benim muhatabım TRT, Ömer falan değil. O TRT yayına bu şekilde devam ettiği sürece, ben de yaşadığım sürece ve elim kalem tuttuğu sürece o TRT ile savaşırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder