21 Temmuz 2010 Çarşamba

Şimdi hedef kolluk kuvvetleri (Özellikle askeri birlikler)

guras@milliyet.com.tr

21 Temmuz 2010

Dün Hakkâri Çukurca’da PKK’lılar 6 askeri öldürdü. 15 Askeri yaraladı. Hükümet olan biteni (bundan öncekiler gibi) bir “terör” olayı olarak değerlendirdi. Teröristlerin cezalandırılacağı ve terörün kökünün kazınacağı açıklandı.
Dikkat buyurulur ise fark edilir ki, son zamanlarda PKK sadece kolluk kuvvetlerine (askerlere) saldırıyor. Kolluk kuvvetleri şimdilerde “sadece savunmada”. Saldırı bekleniyor. Saldırı gerçekleşirse, saldırganların kovalanmasına çalışılıyor.
Bunlar, Türkiye’de yaşamın normal bir süreci olarak kabul edilir oldu.
Anadolu’nun doğusunda her gün bir çatışma olur, insanlar ölürken, Batı’da insanlar tatillerini yapıyor, denize giriyor, lokantaya gidiyor. Eğlence yerlerindeki müzik saat 24.00’te mi, yoksa sabaha karşı mı sona ersin tartışması sürüyor. Borsa yükselmeyi sürdürüyor. Büyük firmalar ne kadar kârlı olduklarını, Kobiler ne kadar sıkıntı yaşadıklarını anlatıyor. Bu arada “rant paylaşmasından pay alan” yeni zenginlerin sayısı artıyor.
AKP ile yakın çevresinin tek bir derdi var: Önce referandumda evet reyi almak, daha sonra da seçimi kazanmak. Muhalefet partilerinin başka konularda olduğu gibi Kürt sorunu ile ilgili de görüş ve önerileri yok.
Hükümet “Demokratik Açılım” adını verdiği ve ne olduğu belirsiz bir “elma şekeri” ile Kürtler dışındaki Türk halkını uyuttuğunu sanıyor.



Uyutuluyor muyuz?
Ben ekonomi yazarıyım. Ama yaşamda ve ülkede her şey “ekonomi”den ibaret değil. Ekonomi iyi olsun da gerisi ne olursa olsun denilebilir mi? Ekonomi konusundaki yanlışları uyarmak kadar ekonomi dışında olan biten hakkında okuyuculara bilgi vermek de benim gibilerin görevi...
Birkaç konuda sayın okuyucularımın dikkatini çekmek istiyorum.
- Biz PKK’yı terör örgütü diye adlandırıyoruz ama, PKK taktik değiştirerek “freedom figters”(özgürlük savaşçısı) statüsünü kazanmak üzere. “Geneve Convention“ adını taşıyan uluslararası bir anlaşmalar bütünü var. 147 ülkenin kabul ettiği bu anlaşmalar bütünü içinde terörist ile özgürlük savaşçısının tarifi veriliyor. Terörist, sivil-asker hedef seçmeden eylem yapanlara verilen isim. Özgürlük savaşçıları ise, belli bir topluluğun bağımsızlık (ayrılık) istemi için sadece kolluk kuvvetlerine (özellikle askerlere) karşı eylem yapanlar.
Uluslararası sitelerde şimdilerde PKK’nın, teröristler listesinden özgürlük savaşçıları listesine geçmeye başladığı görülüyor.

Nereye gidiyoruz bilelim
Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla PKK eylemlerinin hedefini açıkladı. Hedef, kaba hatları ile Doğu Anadolu’da belli illerde (özerk Kürt yönetimi kurulması) yönetimin Kürtlere devredilmesidir. (1) Belli illerde mahalli yönetim Kürtlere geçecek. (2) Türkçe ve Kürtçe, resmi dairelerde 2 resmi dil olacak. (3) Eğitim bu 2 dilde verilecek (4) İllerde kolluk (emniyet) kuvvetleri bütünüyle Kürtlerden oluşacak. (5) Kürtler nüfusları ile ölçülü biçimde TBMM’de temsil edilecek.
Tekrarda yarar var. Ben ekonomi yazarı olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin saf ve bakir bir vatandaşı olarak PKK eylemlerini kendi kendime böyle değerlendiriyorum. Ama bazıları olayları ve sözleri eğiyor, büküyor. Kafa karıştırıyor. “Demokratik Açılım“ senaryosu ile insanlar uyutuluyor.
Kürtlerin hedefi belli. PKK eylemlerinin hedefi belli. İyi de bizim hükümetimizin hedefi nedir? Paralı asker tutarak, İsrail’den alınan Heron pilotsuz uçaklarının yerlisini yaparak bu sorunu çözmek mümkün mü?
Birileri gerçekleri saklamadan bize olan biteni anlatsa da, biz de kendi kendimize yanlışları tartışmaktan, kafa karışıklığından kurtulsak. Bu iş nereye gidiyor,
neler olacak bilsek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder