CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'Yemin krizi nasıl çözülecek?' sorusunu yanıtladı: Çok kararlıyız gerekirse 4 yıl sürer... Gül'e kararlılığımızı aktardım. Beni anladığını sanıyorum
Cumhurbaşkanı ile Başbakan uzun bir görüşme yapmıştı. Hükümeti kurma görevinin Erdoğan'a verildiği Köşk buluşması, planlanandan çok daha uzun sürmüştü. Ardından Ankara hareketlenmişti. Derken Gül devreye girmiş, Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve BDP'lileri Köşk'e çağırmıştı. Bahçeli dışındakiler 'evet' demişlerdi. Dün, Cumhurbaşkanı Gül ve CHP lideri Kılıçdaroğlu bir araya geldi. Küçük açıklamalar yapıldı ama ne konuştuklarına ilişkin detaylı bilgi alınamamıştı. Bu, dün öğle saatlerine kadar Ankara'daki havanın özeti...
Yemin töreni için ben de Başkent'teydim. Dün 13.00 uçağı ile İstanbul'a dönüyordum. Yerime oturdum, tam elime kitabımı almıştım ki bir hareketlenme oldu, VIP yolcuları geliyordu. Önce, tanıdığım birçok muhabir arkadaşım uçağa girdi. CHP muhabirleri... Selamlaştık, ne kadar şanslı olduğumu söylediler, gülüştük. Evet, Kılıçdaroğlu Atina'ya giderken, Ankara-İstanbul aktarmasını 13.00 uçağı ile yapıyordu. Uçak daha hareket etmeden Kılıçdaroğlu'na sorularıma başladım. Yemin boykotunu ve sonrasındaki tartışmaları, Gül'le konuşmalarını ve krizin nasıl çözüleceğini çok merak ediyordum. Eylem hakkında Kılıçdaroğlu'nun kamuoyuna yansımamış görüşlerini öğrenmek istiyordum. Uçak havalanınca da Bihlun Tamaylıgil'den rica ettim, yer değiştirdik, Kılıçdaroğlu'nun yanına oturdum. Bütün sorularımı yanıtladı, Gül'le arasında geçen diyalog hakkında iki bölüm için 'yazmayın' diye rica etti. İşte yemin krizine Kılıçdaroğlu'nun bakışı... Soru-cevap olarak veriyorum:
- Tutum değişikliğine mi gittiniz, seçimden önce Balbay ve Haberal'ın serbest bırakılmaması ihtimalleri sorulduğunda boykottan bahsetmemiştiniz?
Hayır, hiç tutum değişikliğim olmadı. Seçimden önce de tartıştık. Tutukluydular, seçildiklerinde serbest bırakılmaları gerekiyordu ama yine de bu ihtimali düşündük. Çünkü yargının baskı altında olduğunu, siyasallaştığını biliyorduk. Buna rağmen, seçilmiş vekilleri içeride tutmaya devam edemeyeceklerine inandık.
- Parti içi baskı ile mi bu eyleme giriştiniz?
Hayır hiç ilgisi yok. Onu bazı yandaş medya öyle yazdı çizdi. Hatta iktidar çevreleri de bizim birbirimize düşeceğimizi, parçalanacağımızı zannediyor, fena yanılıyor.
- Bu eylem içinize siniyor mu, yüzde yüz siniyor mu?
Evet aynen öyle. İçim çok rahat. Yüzde yüz inanıyorum. Doğru olanı yapıyoruz. Aksini yaparsak ilkelerimize ihanet etmiş oluruz. Demokrasiye, hukuk devleti ilkelerine ihanet etmiş sayarız kendimizi. İki milletvekilimiz tutuklu. Hiçbir haklı gerekçesi ortada yokken. Bu şartlarda nasıl yemin edelim?
- Ne kadar sürdürebilirsiniz? Çıkamazlarsa yasama dönemi boyunca devam edecek mi?
Çok kararlıyız. Gerekirse dört yıl sürer.
- Cumhurbaşkanı ile neler konuştunuz? Size 'Neden yemin etmediniz?' diye sordu mu, 'Şık olmadı' gibi bir yorumda bulundu mu?
Hayır, bana düşüncelerimi ve önerilerimi sordu. Buradan nasıl çıkılacağına dair fikirlerimi öğrenmek istedi.
- Siz neler söylediniz?
Kararlılığımızı aktardım. Yanlıştan dönülmediği, çözüm bulunmadığı sürece yemin etmeyeceğimizi...
- Nasıl bir yöntem üzerinde durdunuz?
Hiç önemli değil. Sorunun çözümü için birkaç seçenek var.
- Neler var?
Adalet Bakanı öncelikle bürokrasiye talimat vermeli. Önerileri onlar hazırlamalı. Bu paket siyasi otoriteye iletilmeli. O da Meclis'e gelmeli. Yasal düzenleme yapılınca yargı zaten karar verir. Ayrıca yargının hızlandırılması ve uzun tutukluluk halinin kaldırılıp, makul bir süreye indirilmesi zorunluluk...
CUMHURBAŞKANI BENİ ANLADI
- Zaman baskınız var mı?
Yok, zaman baskısı dayatma olur. Biz dayatma değil, çözüm peşindeyiz.
- Cumhurbaşkanı sizi anladı mı?
Anladığını sanıyorum.
- Sizde nasıl bir izlenim bıraktı?
Çok daha sağduyulu ve hassas.
- Beklentiniz ne?
Meclis'in açılış törenindeki konuşmasını merakla bekleyeceğim.
- Başbakan bugün sert konuştu, sizi yemin etmeye davet etti? Çözüm konusunda umudunuzu kırdı mı? Hala umutlu musunuz?
Umutluyum. Çözüme yakın olduğumuzu hissediyorum. Onlar Başbakan'ın düşünceleri. Aslında bizim eylem için AKP'nin de bize teşekkür etmesi lazım. Cumhurbaşkanı gibi Başbakan da uzun tutukluluk halinden şikayet ediyordu. İşte gündeme getirdik, çözülsün. Sorun var mı, var; kim çözecek, iktidar. Yetki ve güç orada.
BİN PİŞMAN OLDULAR
- Siz de bu eylem nedeniyle eleştiriliyorsunuz. Ben de yanlış olduğunu düşünüyorum mesela. Tabanınızdan nasıl tepkiler geliyor?
Bizim taban olumlu buluyor. Buna tepki gelmez.
- Size oy vermeyenlerin tepkileri?
AKP tabanı memnun değildir. Ama MHP tabanından olumlu reaksiyonlar geliyor.
- Öyle mi, nasıl?
Bizden MHP'ye seçimde giden yüzde 2'nin hayal kırıklığı içinde olduğunu düşünüyorum. Onlar bin pişman oldular. Özellikle bir cümle onları vurdu. 'Biz arkadaşımızı satmayız' dedik, haklıydık.
- Kaos ortamından erken seçim çıkar mı?
Sanmıyorum. Ama her ihtimale hazırız.
- Parti tüzüğüne göre üç dönem arka arkaya seçilemeyecekleri hükmünden bahsediliyor.
O kadar ciddi değil. Tüzük parti içi işlerle ilgilidir. Değiştirilir.
- Tüzük demişken, siz ne yapacaksınız?
Tam demokratik bir tüzük geliyor. Kurultayda lider sultası da tamamen gidiyor. Bu arada seçimde çalışmayan, ters çalışan illeri ve isimleri de bir tarafa kaydettim.
Akşam
İsmail Küçükkaya
Google
Live
Facebook
Twitter
Digg
Favorilerime Ekle
Yazdır
E-mail olarak gönder
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder