Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner veda mesajında ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bir suç örgütü gibi gösterme çabalarından’’ rahatsızlığını dile getirmişti.
Çabada bulunan da herhalde ‘’yargıyı kullanan’’ hükümetti.
SABAH Gazetesi dün meşhur ‘’Bilgi Destek Planı’’ ile ‘’Eylem Planı’’nın 5 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğuna ilişkin belgeleri açıkladı.
Yani dönemin Genelkurmay Başkanları olan Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ’un emir ve onayları doğrultusunda hazırlanmış bu belgeler.
Siyasete doğrudan müdahaleyi içeren bu belgeler suç mahiyetinde olduğu için sorumlularının bir kısmı yargı önünde hesap veriyor, sanıklar arasına yenileri de katıldı.
Bu gelişmeye bakarak Koşaner’e acı gerçeği söylemek lazım: Emir-komuta zinciri içinde en tepeden başlayan bir programla yetkisini aşan, siyasete müdahaleye kalkışan her kurum suç örgütü mahiyeti kazanır.
Hem bu tip planlar hazırlayıp hayata geçireceksiniz, hükümet aleyhine kara propaganda siteleri kuracaksınız, hem de bunlar ortaya çıktığında sorumlulardan hesap sorulunca kıyamet koparacaksınız.
Bakın haberde bu planlar için ne deniliyor:
‘’2007-2012 tarihlerini kapsadığı belirlendi. 22 Temmuz 2007 seçimleri ile 28 Ağustos 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında 26 Eylül 2007 tarihinde Genelkurmay Harekât Başkanlığı tarafından hazırlanan Bilgi Destek Planı’nın dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun tarafından paraflandığı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından onaylandığı belirtildi. Plan Eylem Planı adıyla Kasım 2008’de güncellenerek Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Hasan Iğsız tarafından paraflandı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un onayı ile uygulamaya kondu. Her yıl güncellenmesi önerilen planlarda Cumhurbaşkanı, Hükümet ve BDP’nin yanı sıra bazı kurum ve şahıslarla ilişkilerin nasıl olması gerektiğine ilişkin tespit ve öneriler yer alıyor.’’
Yani, görevi ülke sınırlarını korumak olan bir kurum Cumhurbaşkanı’na bile ayar vermeye kalkıyor.
Bunu yazılı hale gelmiş emirlerle yapıyor. Gerçek ortaya çıkınca da rahatsız oluyor.
Bu kafayı kuma gömmektir.
Sizden başka herkesin gördüğü gerçeği çarpıtmaya çalışırsanız hızla irtifa kaybeden itibarınız yere çakılır.
Çabada bulunan da herhalde ‘’yargıyı kullanan’’ hükümetti.
SABAH Gazetesi dün meşhur ‘’Bilgi Destek Planı’’ ile ‘’Eylem Planı’’nın 5 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğuna ilişkin belgeleri açıkladı.
Yani dönemin Genelkurmay Başkanları olan Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ’un emir ve onayları doğrultusunda hazırlanmış bu belgeler.
Siyasete doğrudan müdahaleyi içeren bu belgeler suç mahiyetinde olduğu için sorumlularının bir kısmı yargı önünde hesap veriyor, sanıklar arasına yenileri de katıldı.
Bu gelişmeye bakarak Koşaner’e acı gerçeği söylemek lazım: Emir-komuta zinciri içinde en tepeden başlayan bir programla yetkisini aşan, siyasete müdahaleye kalkışan her kurum suç örgütü mahiyeti kazanır.
Hem bu tip planlar hazırlayıp hayata geçireceksiniz, hükümet aleyhine kara propaganda siteleri kuracaksınız, hem de bunlar ortaya çıktığında sorumlulardan hesap sorulunca kıyamet koparacaksınız.
Bakın haberde bu planlar için ne deniliyor:
‘’2007-2012 tarihlerini kapsadığı belirlendi. 22 Temmuz 2007 seçimleri ile 28 Ağustos 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında 26 Eylül 2007 tarihinde Genelkurmay Harekât Başkanlığı tarafından hazırlanan Bilgi Destek Planı’nın dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun tarafından paraflandığı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından onaylandığı belirtildi. Plan Eylem Planı adıyla Kasım 2008’de güncellenerek Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Hasan Iğsız tarafından paraflandı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un onayı ile uygulamaya kondu. Her yıl güncellenmesi önerilen planlarda Cumhurbaşkanı, Hükümet ve BDP’nin yanı sıra bazı kurum ve şahıslarla ilişkilerin nasıl olması gerektiğine ilişkin tespit ve öneriler yer alıyor.’’
Yani, görevi ülke sınırlarını korumak olan bir kurum Cumhurbaşkanı’na bile ayar vermeye kalkıyor.
Bunu yazılı hale gelmiş emirlerle yapıyor. Gerçek ortaya çıkınca da rahatsız oluyor.
Bu kafayı kuma gömmektir.
Sizden başka herkesin gördüğü gerçeği çarpıtmaya çalışırsanız hızla irtifa kaybeden itibarınız yere çakılır.
Kanlı Ramazan!
Suriye İslam aleminin kutsal ayına kanla girdi. Hafız Esad’ın cumhurbaşkanlığı döneminde bir katliama tanıklık eden Hama’da tarih sanki tekrarlanıyor.
Beşar Esad’a bağlı askeri birliklerin girdiği Hama’da en az 70 ölünün olduğu haberleri geliyor. Hama halkının kendilerini savunmak için sadece bedenleri var ve ‘’Allah büyüktür’’ diyerek kendilerini kente giren tankların önüne atıyorlar. Suriye giderek bir kan gölüne dönüşüyor ve dünyanın sabrı da hızla taşıyor.
Ramazan ayında yaşanan bu gelişmelere Türkiye de seyirci kalamaz, kalmamalı. Askeri müdahale dahil her türlü yol gündemde olmalı.
Suriye İslam aleminin kutsal ayına kanla girdi. Hafız Esad’ın cumhurbaşkanlığı döneminde bir katliama tanıklık eden Hama’da tarih sanki tekrarlanıyor.
Beşar Esad’a bağlı askeri birliklerin girdiği Hama’da en az 70 ölünün olduğu haberleri geliyor. Hama halkının kendilerini savunmak için sadece bedenleri var ve ‘’Allah büyüktür’’ diyerek kendilerini kente giren tankların önüne atıyorlar. Suriye giderek bir kan gölüne dönüşüyor ve dünyanın sabrı da hızla taşıyor.
Ramazan ayında yaşanan bu gelişmelere Türkiye de seyirci kalamaz, kalmamalı. Askeri müdahale dahil her türlü yol gündemde olmalı.
Amerikan krizi ve başkanlık sistemi
Amerika, Cumhuriyetçiler’in denetimindeki Temsilciler Meclisi ile Demokratlar’ın elindeki Beyaz Saray ve Senato arasında yaşanan gerilim sonucu ekonomik bir krizin eşiğine gelmişti.
Başkan Obama’nın bütçe açığını azaltmak için varlıklıların vergilerini ar
tırma girişimi Cumhuriyetçiler’in direnişine takıldı. Yani, Amerikan halkının çoğunluğunu oylarıyla seçilen Başkan Obama, ekonomik krizle mücadele için kendi programını hayata geçirecek yetkiye sahip değil.
Washington, güçlü lobilerin elinde oyuncak olmuş durumda.
Amerika’da yaşanan gelişmeler insana büyük güçlerin çöküş dönemini hatırlatıyor.
Bir de başkanlık sisteminin sakıncalı yönlerini...
Amerika, Cumhuriyetçiler’in denetimindeki Temsilciler Meclisi ile Demokratlar’ın elindeki Beyaz Saray ve Senato arasında yaşanan gerilim sonucu ekonomik bir krizin eşiğine gelmişti.
Başkan Obama’nın bütçe açığını azaltmak için varlıklıların vergilerini ar
tırma girişimi Cumhuriyetçiler’in direnişine takıldı. Yani, Amerikan halkının çoğunluğunu oylarıyla seçilen Başkan Obama, ekonomik krizle mücadele için kendi programını hayata geçirecek yetkiye sahip değil.
Washington, güçlü lobilerin elinde oyuncak olmuş durumda.
Amerika’da yaşanan gelişmeler insana büyük güçlerin çöküş dönemini hatırlatıyor.
Bir de başkanlık sisteminin sakıncalı yönlerini...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder