Suriye'de bir iç çatışma yaşanıyor. Bu ülkedeki olayları izleyenlerin büyük bölümü; Beşşar Esat yönetimini suçluyor.
Hükümetin; halkın üzerine tanklarla gittiği; masum sivilleri katlettiği yazılıyor, söyleniyor.
Ama bir de bu işin öbür yüzü var:
Suriye yollarını kesen, karakollara ve asker kışlalarına saldıran elleri silahlı çeteler hiç konuşulmuyor.
ABD, İngiltere, Almanya, Fransa Beşşar Esat yönetimini suçluyor.
Batılı devletlerden hiçbirisi; ülkenin yasal hükümetine savaş açan Suriyeli teröristleri gündeme getirmiyor.
Hatta bu terör grupları; "sıradan insanlar" gibi gösteriliyor. Bizim hükümet de mezhep gayretiyle Suriye’ye yükleniyor.
Esat yönetimine karşı silahlı mü
cadele yürüten çeteler, Türkiye’den ve Batı'dan gelen bu desteği ustaca kullanıyorlar; özellikle camilerde yürüttükleri propagandalarla fanatik kesimleri yanlarına çekebiliyorlar.
Yani; Suriye'deki hükümeti devirmek için terör yöntemlerini kullanan, elleri ağır silahlı çeteler gerçeğini; Batı dünyası ile bu dünyanın dümen suyunda giden Türkiye görmek istemiyor.
BATILININ OYUNU
Batı emperyalizmi; Sovyetler Birliği'ni parçaladıktan sonra gözünü İslam dünyasına dikti. Kendi kamuoyunu etkilemek ve arkasına almak için, eskiden milleti korkuttuğu komünist tehlikenin yerine İslamcı tehlikeyi yerleştirdi. Böylece Batı dünyası bugün İslam düşmanlığının kol gezdiği bir alana dönüştü. Norveç'te ortaya çıkan katliam da işte bu gelişmenin ürünü oldu.
Batılılar; İslam ülkelerinin zenginliklerine el atabilmek ve onları kontrol altında tutabilmek amacıyla; değişik operasyonlar yürütüyorlar. Irak örneğinde olduğu üzere; kimyasal tehdidi ortadan kaldırma bahanesine sığınabiliyorlar. Bu tehdidin yanına "diktatörlük yönetimini yok etmek" gibi insancıl bir gerekçe de ekliyorlar.
Gördüğünüz gibi; Libya'ya; NATO bütün gücüyle saldırdı. Burada da tıpkı Suriye benzeri bir oyun oynanmıştı.
İran ise, "Atom bombası yapacak!" diye suçlanıp tehdit ediliyor.
İNGİLİZ NE DEDİ?
Yani; sömürgeci Batılılar; barış ve demokrasi hırkası altına saklanıp Ortadoğu ülkelerinde karışıklıklar çıkartarak buralara el koymak için uygun ortam yaratıyorlar.
Son açıklama İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi:
-Suriye'ye müdahale düşünülebilir...
Kim müdahale edecek?
-NATO!
Niçin müdahale edilecek?
-Hükümet, sivil halka karşı orantısız güç kullanıyor; insanlar ölüyor...
İngiliz politikacının ağzını bizim hükümet de kullanıyor. Sadece müdahale etmeyi söylemeden...
BAŞBAKAN UYANMALI
Bugün Suriye'nin yasal hükümetine karşı silahlı mücadele yürüten terör gruplarını masum halk gibi gösterip dış koruma altına alırsanız; yarın öbür gün aynı gerekçelerle sizin karşınıza da çıkarlar.
Nasıl olacağını çok iyi biliyorsunuz?
Güneydoğu'da artık sokakları milisleştirmiş olan PKK terörüne karşı devlet bir şey yapamaz.
Yapmaya kalkışırsanız; Batılı güçler sizi; "Sivil halkı katlettiniz!" diye suçlar.
Ve "NATO; Türkiye'ye müdahale edebilir!" diye bir açıklama gelebilir.
Bunu duyan terör örgütü; sivilleri kışkırtarak daha kuvvetle sokak eylemlerini yürütür.
Güvenlik güçleri engellemeye kalkıştığında çatışma olur; insanlar ölür.
Ve NATO; zaten hasım haline getirdiği Türkiye'nin ne dediğine bakmadan İskenderun üzerinden topraklarımıza saldırır.
Peki böyle bir gelişme olursa ne yapacaksınız?
Bu sorunun cevabını öncelikle Başbakan Erdoğan düşünmelidir.
Sayın Başbakan; Büyük Ortadoğu Projesi'ni gösteren o bildik haritayı önüne koyup mutlaka ve mutlaka bir göz atmalıdır.
O haritanın uydurma olmadığını, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da meydana gelen olaylar göstermiyor mu?
Allah etmesin; böyle bir gelişmeye bu hükümet hangi orduyla karşı koyacaktır?
Hatırlatıyorum: Batılı emperyalizm Suriye'den sonra Türkiye'yi vuracakatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder