Bursa
Notlarımı aldıktan sonra Bursa Gökdere Meydanı’nın bir köşesinde, aynı adı taşıyan çay ocağından yazıyorum. Çünkü hafif de olsa yağmur yağıyor..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yoğun çalışmasının karşılığını halktan pozitif enerji olarak geri aldıkça, dozajı yükseltiyor.
Kılıçdaroğlu, partisindeki yükselişi sadece miting meydanlarından değil, yolda giden, balkonundan, penceresinden el sallayan vatandaştan da görüyor. Nitekim bu yükselişi, TV8’deki programda “Bugünkü kamuoyu araştırmaları CHP’nin yükselişini, AKP’nin düşüşünü gösteriyor. Benim gördüğüm, CHP yükselişini sürdürecek, AKP de düşüşünü sürdürecektir” sözleriyle de ifade etti.
***
Trabzon’da iki kurumun toplam bin çalışanı arasında, devlet memuru bir dostumun yaptığı anket de Kılıçdaroğlu’nun iddiasını teyit ediyor. Sonuçlar şöyle: AKP yüzde 37, CHP yüzde 35, MHP yüzde 17. Bu anketin Türkiye geneli için de bir ölçü olduğunun altını çiziyor.
İzmirli Engin Demirkollu ise Tayyip Erdoğan’ın Hatay mitinginde de tekrarladığı “Hans” ile “Hasan” kıyaslamasını eleştiriyor ve “O kadar uzağa gitmeye ne gerek var. Okumak için üniversite harç parasını yatıramayan ’Ali’ ile kendi zengininin parasıyla Amerika’da okuyan oğlunu kıyaslasa ya! İşte bizim bu haksızlıkları, bu gerçekleri, AKP’nin gözlerinin içine baka baka yalan söyleyerek oylarını çaldığı insanlarımıza anlatmalıyız. Aslında çalınan sadece oyları değil, onların insanca yaşama hakları, çocuklarının gelecekleri” diyor.
Demirkollu “Yalan” dedi de aklıma geldi.. Trabzon’un Maçka ilçesinde bir vatandaş, kendisine MHP’yi anlatmaya çalışan İlçe Başkanı Faruk Genç’e “Tayyip Erdoğan peygamberdir” cevabını vermiş.. Bunun üzerine Genç, “Sana söyleyecek bir sözüm yok” diyerek diyalogu kesmiş. Bir başkasıyla konuşurken de “Maide suresi 51’inci ayette buyurulur ki, Hıristiyanları ve Yahudileri dost edinmeyin” diye söze girmiş. “Bu söz, Devlet Bahçeli’nin sözü olmasın” cevabını almış. Faruk Genç bunları anlatırken masada bulunan Faruk Bostan ise Aynştayn’ın “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur” sözünü hatırlattı.. Demek ki yalanın, yalan olduğunu kabul ettirmek de o kadar kolay değil..
Kılıçdaroğlu da bu zorluğu kabul ediyor ama yine de iyimser:
“Arkalarında kendi yarattıkları zenginleri, önlerinde yoksulluğunu kaderi olduğuna inandırılan, kendi dinleri ve yüce Yaradanlarıyla aldatılan insanlar. AKP’nin zenginlerine yapabileceğimiz fazla bir şey yok. Çünkü onlar para uğruna, rahat yaşamak uğruna, ruhlarını AKP’ye teslim etmiş insanlar... Bu insanlar için milli duyguların hiç bir önemi yok.. Ama miting alanlarında, ay sonunu bile getiremeyen, işsizliğini, aşsızlığını, fakirliğini unutarak, Başbakanın her söylediğine alkış tutan, çığlık atan, yuh çeken insanlara söyleyecek çok sözümüz, onlar için yapacak çok şeyimiz var. Çünkü onlar bizim halkımız, çünkü onlar AKP’ye oy verdiler ama milli duygularından vazgeçmediler. Bugüne kadar hiçbir muhalefet partisi, bu insanları kendilerine getirecek doğru sözü bulamadı. Biz bu doğru sözü bulmak zorundayız..”
***
Gökdere meydanına dönelim. Burada diğer mitinglerde duymadığım bir türkü çalınıyor: Nakaratı şöyle:
“Haydi sen de kalk ayağa!
Al, bayrağı çık sokağa..
Haziran’da Kemal geliyor..”
Pankartlarda, “Cemaatten geldiyse emir; Servis yapar Ali Demir”, “Oy verirsen Tayyip’e, eksik olmaz şaibe”, “Karanlığa giden ülkenin imdadına her zaman bir Kemal yetişir”, “Geliyoruz duyuyor musun? Gidiyorsun biliyor musun? Halk hareketi bu, biliyor musun?”, “AKP’ye oy vermeyeceğim, çünkü hâlâ bir beynim var”gibi mesajlar var.
Kitlenin içinde büyük pankartları ile göze çarpan “devrimci” grubun mesajları ise şöyle:
“Devrimci gençlik, CHP’de birleştik”, “İşkencede katledilen tüm devrimcilerin hesabı soruluncaya kadar mücadelemiz
sürecek.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder