24/06/2011
TBMM Başkanı Şahin ve Başbakan Yardımcısı Arınç'ın Hatip Dicle'yle ilgili sorunun Meclis'te çözülebileceği sinyalini vermesine rağmen AKP Grup Başkanvekili Bozdağ, bu konuda anayasal ya da yasal bir çözümün olmadığını ileri sürdü.
Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin YSK tarafından düşürülmesiyle ilgili olarak dün Diyarbakır’da yapılan toplantının ardından bağımsız milletvekilleri adına konuşan Şerafettin Elçi, “Parlamento ve iktidar bu haksızlığı giderme ve demokratik siyasetin önünü açarak, çözüm olanaklarını geliştirme yolunda somut bir adamı atıncaya kadar parlamentoya gitmeyeceğiz” dedi.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, YSK’nın, beğenilmese de eleştirilse de bir karar verdiğini ve bu kararın kesin olduğunu belirterek, “Siyaset mutlaka TBMM zemininde yapılmalı ve siyasetin alanıyla ilgili sorunlar varsa, bu mutlaka TBMM zemininde çözülmelidir. Başta Anayasa olmak üzere diğer yasalarda değişiklikler yapabiliriz” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle’ye, 2002’de Recep Tayyip Erdoğan’a yapıldığı gibi bir yasal düzenleme yapılması taleplerine ilişkin olarak şunları söyledi: “Haklı taleplere nasıl 2002’de evet demişsek bugün de evet demeye hazırız. Ama bunun müzakeresini sokakta yapmayacağız, parlamentoda yapacağız.”
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Şahin, Arınç ve bağımsızların açıklamalarından sonra düzenlediği basın toplantısında Hatip Dicle’nin şu anda aday olma ehliyetinin olmadığını ifade ederek, “Yani anayasayı, yasayı değiştirmek suretiyle de bir ehliyet verme imkanı gözükmüyor. Önümüzdeki dönemde de böyle bir çalışma şu aşamada yapmak suretiyle bu sorunu aşmanın yolu pek gözükmüyor” diye konuştu.
GELİŞMELER NEYE İŞARET EDİYOR
Bağımsız milletvekilleri beklendiği gibi Meclis’e gitmeme kararını açıklarken AKP kanadından iki farklı sesin çıkması dikkat çekiyor. Arınç, partinin ‘uzlaşmacı’, Bozdağ ise ‘sert’ yönünü temsil ediyor. Bozdağ’ın bağımsızların ‘restine rest’ anlamına gelen açıklamasının partinin resmi görüşü olarak kabul edilmesi halinde, bağımsızların Meclis’e gitmek için öne sürdükleri şartın gerçekleşmeyeceği görülüyor.
Bu tablo, dünden itibaren hareketlenmeye başlayan Güneydoğu sokaklarında tansiyonun giderek yükseleceğine işaret ediyor ve daha da vahim olarak PKK’nın genel bir saldırı moduna geçmesine de zemin hazırlıyor.
Türkiye’nin ‘kısa’ demokrasi tarihinin en kritik seçiminin ardından çıkan siyasi tablonun Meclis’e yansımaması, şiddete süreklilik kazandırma potansiyeli taşıyor.
Gözler eskiden beri bu tür durumlarda sessizliğini koruyan ve tartışma belli bir noktaya geldikten sonra tavrını açıklayan Başbakan Erdoğan’a dönüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder