Bugün köşemi yönetmen Sinan Çetin kapattı.
Mahkeme kararı ile değil ama... Hatta Sinan'a kocaman bir teşekkür borcum var. Sanki Tuna Kiremitçi'ye gönderdiği bu yanıtı ben arkadaşlarıma yazdım. Duygu ve düşüncelerimi o kadar güzel anlatıyor ki. Gerçekleri göremeyen, beni anlayamayan ama kendini gerçek aydın sanan arkadaşlarıma ithaf ediyorum. Aynen Sinan gibi... Bu tiplere aldırma be Sinan... Onlar ölene dek eski kocası olarak anılmaya mahkûm kişiler. Barlarda gitar çalsınlar, kızlardan alkış alıp mutlu olsunlar. Sen de yolunda yürümeye devam et...
"Tuna'cım, yazını okudum; haklısın söylediklerimde kızacak bir şey yok çünkü şunları söyledim: 'Burada olmayan, hangi nedenle burada olmadığını bilmediğim büyük bir düşünür, büyük bir din adamı ve altın kalpli büyük bir insana teşekkür ederim. Ona teşekkür etmemin en önemli tarafı bize bu ülkeyi, bu insanları, bu dili sevdirdiği için, milliyetçiliği Hrant Dink'in katillerine, Orhan Pamuk'a 'Seni öldüreceğiz' diyenlere bırakmadığı için. Bu ülkede, bu ülkeyi sevmenin bu insanları sevmenin bir suç olmadığını hatta gurur verici olduğunu gösterdiği, bütün bir dünyaya Türkiye'nin dünyaya ait olduğunu bu ülkenin dünya ile bütünleştiğini haber verdiği için bu büyük vizyonere adı da Fethullah Gülen, büyük bir gururla söylüyorum teşekkür ediyorum.'
Ben hayatım boyunca doğru bildiğim şeyleri söyledim.
Kim iyi bir iş yapmışsa onun yanında oldum. Sen iyi bir roman yazınca seni beğendim. Başbakan'ın ülkeyi iyi yönettiğini gördüğüm zaman bunu söyledim.
Fethullah Gülen de iyi bir iş yapıyor onu takdir etmemek açıkçası ahlaksızca geldi. Eğer bu ülke sivilleşip, normalleşecekse tabii ki ülkesine dönmesi lazım. Ayrıca şunu bil ki hiçbir gruba dahil olmadım, olamadım. Herhangi bir kalabalıkta kendime yer bulamadım. Hiç şüphen olmasın ki Fethullah Gülen cemaatinde de olmayacağım, bir çıkar ilişkim de olmayacak.
Omurga kalabalıkların arasına dahil olmaksa ben hep bu kalabalıkların en güçlü olduklarında aralarından ayrıldım. Bütün reklam ajansları solcuların elindeyken solculuktan istifa ettim. Filmciler devletten para dilenince onlara karşı çıktım, toplanıp beni aralarından attılar. Ayrıca çıkar hesabı diyorsun ya ben doğru bildiklerimi söyledikçe hep zarar gördüm.
Kokuyu alıp yönümü değiştirdiğimi söylüyorsun ama benim bu durumlarda hep başım belaya girdi.
Tansu Çiller'den umutlu oldum, bir iki ay Ankara'ya gittim, az daha Plato batıyordu. Tayyip Erdoğan'ı beğendim bütün arkadaş çevremi kaybettim. (Bu arada AK Parti filmlerini de ben çekmedim.) Dindar biri de değilim dolayısıyla dindarların arasında da yerim yok.
Senin omurga dediğin şey eğer Hrant'ın katillerinin, Orhan Pamuk'u tehdit edenlerin yanında olmaksa ben omurgasızlığı tercih ederim. Omurga hep aynı şeyi söylemekse ben hiçbir zaman papağan olmadım, kendime ait cümleleri seslendirdim. Emin olabilirsin ki kendi doğrularımı söylerken hesap yapan bir adam değilim. Hiç kimse bana zorla bir şey söyletemez, zaten bu belli de olur.
Ben düşündüğümü, hissettiğimi hiç hesap kitap yapmadan söylerim. Bundan da hiç gocunmam. Bu durum bana zarar getirecek olsa da (ki hep zarar getirdi) bunu hesap etmem.
Kendini toplumun öğretmeni zanneden modernler o kadar gerici ki muhafazakâr diye tanımlananlar yanlarında ilerici kalıyor. Ben de çaresiz hayattan yana olan muhafazakârları destekliyorum.
Tuna'cım her cümlenin arkasında bir hesap aramak yerine benim sözlerimin samimiyetle söylendiğini düşünmek niye aklınıza gelmiyor? Ama seni de anlıyorum bir okur kitlen var onlara mal satıyorsun. Sen de beni anlarsan mesele yok. Gözlerinden öperim.
Sinan Çetin..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder