26 Haziran 2011 Pazar

Olmadı!!!

Geçen hafta, çok konuşulan POPSAV Şarkı Günü yapıldı...  İlk gecesinde sahne Deniz Seki ve Rafet El Roman'ındı. Ama yeteri kadar satış olmadığı için ilk gece organizasyonu iptal edildi. Birçok ünlü ismin olduğu ikinci gece güzel geçmiş.
Sanırım artık POPSAV'ın algılanmasında sorun var. Hatırlıyorum da bundan 17 - 18 sene önce Yedikule Zindanları'nda geceler yaparlardı. Her ünlü orada olmak için çaba harcardı. Nurlar içinde yatsın Osman Yağmurdereli, Erol Evgin güzel işlere imza attı...
Hakan Peker bu piyasada sevdiğim saygı duyduğum ünlüler arasındadır. Ama inancım POPSAV için artık yeterli değil. POPSAV daha atak daha çok şeyler yapmalı. Marka değeri olan böylesi bir kuruluşun daha çok yaptırımı olmalı.
Bu konserlerin basın toplantısında Hakan Peker'in Ajda Pekkan için söyledikleri beni çok rahatsız etti.  Bahsettiği kişi Ajda Pekkan'dı yani kendisi gibi ünlü bir sanatçı... 'Yaşlı' kelimesini kullandı ve bunun üzerinden gecenin reklamını yaptı. Basında yer almak adına güzel bir malzemeydi. Bir de Pekkan için 'Hayvanlar için organizasyonlara katılıyor, insanlar için olanlara da katılmalı' gibi bir şeyler söyledi. Bu sözler,  yönetim kurulu için de rahatsızlık vericiydi. POPSAV Başkan Yardımcısı Metin Özülkü, bu söylemin yanlış olduğunu güzel bir açıklamayla dile getirdi. Yönetim kurulu üyelerinden Yaşar istifa etti...
Her sanatçının kendi belirlediği sosyal sorumluluk alanı vardır. Ona hizmet eder, bu gönülden gelen bir şeydir, zorla olmaz. Bu sözler Ajda Pekkan'ı küstürebilir ve bir daha hiçbir organizasyona katılmaz. Onun etkisi, onun kitlesi her zaman lazım bir kitledir.
Keşke herkes onun yaşında olsa...  O yaşta konserleri ağzına kadar doldursa ve ikinci gecesine istek alsa. Hatta her yaz çıkardığı şarkıları dillere marş olsa.
Podyumdan ben de geçtim
İnsanlar için hayvanlar için derken geçen hafta kendi adıma güzel bir etkinlikte yer aldım. Bunca yıl Türkiye'nin en iyi mankeniyle çalış, onun sayesinde podyumun tozunu yut, sonra ilk defa podyuma çık! Evet podyuma çıktım... Çok heyecan vericiydi. Ben hiç böyle heyecan yaşadığımı bilmem. Bir ara kuliste tam podyuma çıkarken kalbimin çarpış sesini duydum... Yonca Evcimik'in doğada biyolojik denge kavramı içerisinde yer alan tüm türlerin yaşam haklarının korunması adına yürüttüğü 'Türler Arası Dayanışma' projesi için... Tanju Babacan'ın tasarladığı 'montları' giydik. Sanırım podyumda yürüyen en şişman ve en cüce kişi bendim... Ben yürürken yanımda 9 yıllık can yoldaşım, tüm sevinçlerimi, acılarımı hayatı benimle paylaşan dostum Çıtır da vardı.  Onun da ilk podyum denemesiydi. Onun da kalbi çok hızla atıyordu benim gibi. İkimiz de güzel bir amaç uğruna oradaydık ama tek değildik. Podyumda Gülay Kamaz, Billur Kalkavan, Zeliha Sunal, Hakan Eren, Arzu Çağlan, Özlem Yıldız, Hüseyin Karadayı, Reyhan Karaca, Yonca Evcimik gibi  isimler de yürüdü. Kuliste çok eğlendik. Kareografımız Banu Noyan bize yapmamız gerekenleri bir profesyonel mankene anlatır gibi anlattı. Biz de podyumda bir profesyonel gibi davrandık. Eğer siz de katkıda bulunmak isterseniz www.turlerarasidayanısma.com adresini ziyaret etmeniz yeterli. Unutmayalım 'Var Olmak Haktır...'
Yazın şarkısı daha çıkmadı
Kulis anıları sohbetleri ve en önemlisi dedikoduları çok zevklidir. Ben de Best FM'de yıllardır beğenerek dinlediğim Arzu Çağlan'ı görünce sohbete daldım. Bir ara 'Sence yazın şarkısı ne?' dedim. Arzu kısa bir düşünme payı sonrası, 'Gülşen'i çok sevdim, Hande'nin şarkısını da sevdim. Sık sık Zakkum'u dinliyorum ama yazın şarkısı yok' dedi. Şaşırarak, 'Yazın şarkısı yok mu gerçekten senin için?' diye sorumu yineledim. Arzu, 'Henüz öyle bir şarkı çıkmadı. Güzel şarkılar var ama yazın şarkısı olacak bir şarkı yok' dedi. Ee işin erbabı söylüyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder