Her seçimin kaderi bir biçimde İstanbul'da belirleniyor. Bilinen bir gerçek var; İstanbul'da seçimi kazanan Türkiye'de iktidar olur. Bu nedenle önde görünen iki parti, AK Parti ve CHP İstanbul'a özel önem veriyor. 12 Haziran seçimleri açısından İstanbul'un bu özelliği daha bir öne çıkıyor. Çünkü iki liderin siyasi kaderi de bu kentte çizildi. Başbakan Erdoğan'ı belediye başkanlığından, Kemal Kılıçdaroğlu'nu da belediye başkan adaylığından Türkiye'ye taşıyan kent İstanbul'du...
Cumartesi CHP'nin dün de AK Parti'nin İstanbul Kazlıçeşme'deki mitingini izledim.
Peki, ne gördüm?
İşin doğrusu kalabalıkları kıyaslamaktan çok benim dikkatimi mitinge katılan kitlelerin ruh hali ilgilendiriyordu. Her iki miting de kalabalık ve coşkuluydu. Ve gerçekten İstanbul'a yakışan mitinglerdi. Tek taşkınlık olmadığı gibi son siyasi gerginliklere rağmen negatif bir siyasi dil de kullanılmadı.
Şimdi gelelim bu iki mitingin siyasi anlamına...
İki partinin de İstanbul mitingine özel önem verdiği kesin. Görkemli olması için her şey yapılmıştı. Böylece CHP yönetimi, "Yeni CHP"nin doğduğu kentten ne kadar destek alacağını ölçecekti. Bir de eski mitinglerle kıyaslama şansı söz konusuydu. Bu açıdan bakılınca son 20 yılın belki de en coşkulu mitingini yaptı CHP... Şu açık ki, CHP mitingine katılan kiminle konuşsam "Yeni CHP"nin tuttuğu anlaşılıyordu. Hala kafalarında soru işareti olanlar bile "değişim" in sürmesini istiyordu.
Peki, iki iktidar dönemini geride bırakan AK Parti'nin çok daha büyük bir kalabalığı İstanbul'da toplaması nasıl açıklanmalı?
AK Partilileri motive eden güç neydi? Doğrusu AK Parti'nin 2002'den bu yana bütün mitinglerini izleyen biri olarak ilk kez böylesine görkemli ve coşkulu bir mitingine tanık oldum. "Haydi, İstanbul, şimdi tam zamanı" sloganıyla yola çıkan AK Partileri motive eden şeyin sırrı da tıpkı CHP'liler gibi "yenide" yatıyordu.
Onların "yeni"si de "Yeni Türkiye"ydi. Önümüzdeki seçimlere bu nedenle bir "referandum" gözüyle bakıyorlardı. Bir anlamda referandumda "Evet" diyen yüzde 58'in, yüzde 90'ı o alandaydı. Miting meydanının fotoğrafı da bu siyasi analize uygundu. Bu yüzden CHP mitingine katılan İstanbulluların fotoğrafıyla AK Parti mitinginin fotoğrafı biraz farklıydı. AK Parti mitinginde İstanbul'un toplumsal bütün renkleri ağırlıkla görülürken, CHP'de bu rengin oranı yüzde 60'lardaydı.
Peki, iki mitingin ortak noktası var mıydı?
Bu soruyu anlamlı hale getiren cevabı CHP mitinginde aldım. CHP mitingine gelenler ağırlıkla "Yeni CHP"ye destek için gelmişti.
Ve bir "ortak payda"ya dikkat çekiyorlardı. Bir CHP'li şöyle diyordu:
"Türkiye toplum ortak bir payda yakaladı. Türkiye'nin bu seçimlerde en önemli kazanımı ortak bir payda olan demokratik bir anayasa... Kim iktidara gelirse gelsin bunu yapmak zorunda. Bu yüzden bu seçimde tüm yurttaşlar kazançlı çıkacak."
Gerçekten de "Yeni Türkiye" diye mitingi alanını dolduran AK Partililerin de ortak paydası yeni demokratik ve sivil bir anayasaydı.
Bence bu mitinglerle İstanbul, 12 Haziran sonrası Türkiye'nin "ortak payda"sına dikkat çekerek Türkiye'yi dünyaya taşıyan kent olduğunu gösterdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder