Ve, devletin eskiden halk evlerine yaptığı yardımlar bahane gösterilerek bu yasa DP çoğunluğunun oylarıyla Meclis'ten geçirildi. CHP'nin mallarına el konuldu. Çırılçıplak bırakılan CHP çok güç duruma düştü...
KIRŞEHİR İLÇE YAPILDI
1954 seçimlerinde Kırşehir'de DP seçimi kaybetmiş ve Osman Bölükbaşı
buradan milletvekili seçilerek TBMM'ye girmişti. Buna tahammül edemeyen Başbakan Menderes; bir kanun çıkarttırdı. Yasaya göre; Kırşehir ili, ilçe olacaktı ki öyle de oldu.
Menderes, Meclis'teki konuşmasında bu işi bir intikam hissiyle yaptırdığını da şu sözleri ile itiraf etti: 'Türkiye'nin hiçbir vilayetinde yüzde 3'ten fazla oy almayan bir partiye mensup milletvekilini iki seçimde de seçen Kırşehir'in, bir içtimai ve siyasi bünye itibariyle anormallik göstermekte olduğunu inkar etmek mümkün değildir, evet biz açık konuşuruz.'
Tasarı görüşülürken söz alan Kırşehir Milletvekili Osman Bölükbaşı, Başbakan Menderes'e 'Menderes kulağını aç, zalimliğini de erkekçe yap! Vilayeti kaldırdınız, bizi de kaldırın da zulmünüz tamam olsun.' diye çıkışmıştı.
İSMET PAŞAYI LİNÇ EDECEKLERDİ
6-7 Eylül Olayları diye bilinen yağmalama olayları da DP'lilerin Florya'da planladıkları bir rezaletti. Başbakan Menderes; bu utanç verici olayları komünistlerin çıkardığını iddia etti.
Basını ve muhalefeti kıstıran Başbakan Menderes, üniversitelerden gelen eleştirileri de susturmak peşine düştü. Yetmedi;1958 yılında Vatan Cephesi adıyla bir cephe oluşturdu. Böylece gerginlik kutuplaşmaya yol açtı ve çatışmalar başladı.
Muhalefet lideri İsmet İnönü'ye karşı oluşturulan iktidar şiddeti 5 Mayıs 1959'da doruğa çıkartıldı. İsmet İnönü'nün havaalanından İstanbul'a girişi sırasında Topkapı girişinde öndeki trafik arabası yan dönerek yolu kapattı. Burada önceden hazırlanan taşlı sopalı Demokrat Partililer, İsmet Paşa'nın otomobiline saldırdılar. Öldürülmek istenen İsmet İnönü'yü kurtarmak için polis hiçbir şey yapmıyordu. Muhalefet liderini ölümden, atlı jandarma kurtarabildi.
VE TAHKİKAT KOMİSYONU
1959 şubatında Londra'ya giden Adnan Menderes'in uçağı düşmüş, kendisi sağ olarak kurtulmuştu. İşte bu olaydan sonra Başbakan Menderes Türkiye'de bir ilah gibi karşılandı. O da kendisini olağanüstü bir varlık gibi görmeye başladı. Lakin ülkede ciddi bir ekonomik bunalım hüküm sürüyordu. Başbakan, artan hoşnutsuzlukları bastırmak için anayasayı bile devre dışı bırakacak bir Tahkikat Komisyonu kurmak için harekete geçti. Bu tasarı TBMM'de görüşülürken CHP Lideri İnönü; 'Böyle devam ederseniz sizi ben bile kurtaramam.' dedi.
Lakin; Başbakan Menderes'in gözü bir şey görmüyordu. Böylece Türkiye, hükümet; sıkıyönetim komutanlığı ve Tahkikat Komisyonu gibi üç ayrı gücün yasaklarının kol gezdiği bir antidemokratik ülke haline gelmişti.
Artık üniversitelerde öğrenciler gösterilere başlamışlardı. Menderes hükümeti gazeteleri bastırıyor; yasaklatıyor; öğrenciler coplanıyordu. 1 Mayıs 1960'ta sokağa çıkma yasağı bile ilan edilmişti. Üniversiteler bu yoğun baskı karşısında kaynıyor, öğrenciler İstanbul ve Ankara'da gösteriler yapıyorlardı. 'Hürriyet, hürriyet! Kahrolsun diktatörler!' diye sloganlar atılıyordu. Adnan Menderes'in 'Beni halk seçti öyleyse istediğimi yaparım!' biçimindeki demokrasi anlayışının sonu gelmişti...
Amma ihitlalciler ihtilalden daha büyük bir hata yaptılar. Artık zaten demokratik yollardan da düşmek üzere olan Menderes'i silah zoruyla düşürmekle kalmadılar, onu idam ettirdiler. Böylece onun yaptığı hataların da üstü örtülmüş oldu.
Yarın: İsmet Paşa'nın o mektubu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder