Seçimde kime oy vereceğimi açıklamayı da yorumculuğun bir gereği sayıyorum. Bu seçimde, ilk kez kararsız kalmamın nedenlerinden geçenlerde söz etmiştim. Fakat sonunda oyumu Has Parti'ye vermeye karar verdim. Neden?
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, çok-partili düzene geçilmesinden bu yana Türkiye'nin en başarılı hükümeti olduğu konusunda en küçük bir tereddüdüm yok. AKP bu nedenle 12 Haziran seçimlerinde üçüncü bir dönem için iktidara geliyor. Bunun için benim oyuma hiç ihtiyacı yok. Ama AKP iktidarının ve Sayın Başbakan'ın önümüzdeki dönemde uyarılara ve eleştirilere çok ihtiyacı olacağını düşünüyorum. AKP hükümetinin en çok uyarılmaya ve eleştirilmeye ihtiyaç duyduğu konulardan biri, kalkınmayı bir araç değil amaç olarak gören anlayışı. "Ne pahasına olursa olsun kalkınma" anlayışıyla, ülkemizin en kıymetli varlığı olan doğasının tahrip ve talan edilmesine, insan sağlığının hiçe sayılmasına izin vermemeliyiz.
Türkiye'nin her şeyden önce doğayı ve doğal hayatı savunan, güçlü bir Yeşiller Partisi'ne ihtiyacı giderek büyüyor. 2008'de kurulan, eşsözcülüklerini Ümit Şahin ve Yüksel Selek'in yaptığı, Türkiye Yeşiller Partisi, ne yazık ki, henüz yeterli sayıda ilde örgütlenmeyi başaramadığı için seçime giremiyor. Seçime katılan partiler arasında, birçok başka konuda olduğu gibi çevre konularında da görüşleri bana yakın düşen parti, geçen kasım ayında kurulan, başkanlığını Sayın Numan Kurtulmuş'un yaptığı Halkın Sesi Partisi (Has Parti). İktidar partisi sözcüleri, Fukuşima faciasına rağmen büyük bir aymazlık ve vurdumduymazlıkla, nükleer sanayinin lobicileri gibi konuşurken, Has Parti'nin söyledikleri bana özellikle takdire şayan görünüyor. Has Parti, 12 Haziran 2011 Seçim Beyannamesi'nde aynen şöyle diyor:
"Petrol ve doğalgazın rezervlerinin azalması ve fiyatlarının giderek yükselmesi, öte yandan su kaynaklarının da insanların kullanımına ayrılması tüm dünyayı nükleer enerjiye yöneltmiştir. Ancak risklerinin büyük olması, insanları tereddütlere sevk etmektedir. Bugün dünyada başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülke enerji ihtiyaçlarını nükleer santrallerle karşılıyor. Nükleer santrallerin tarihinin ise insan, hatta tüm canlıların varlığını tehdit eden kazalarla dolu olduğunu biliyoruz. En son Japonya'da depremden zarar gören Fukuşima nükleer santralinden yayılan radyoaktif tehlike, dünyanın büyük bir bölümünü hâlâ tehdit etmektedir. Sadece kazalar değil nükleer santrallerin ürettikleri tehlikeli radyoaktif atıklar da canlı varlığı için tehdit oluşturmaya devam etmektedir.
Has Parti, insanı ve insanlığı öne alan bir siyasi partidir. Partimiz, insanlık için büyük bir tehdit olan nükleer santrallere karşıdır. Çünkü nükleer teknolojinin aslı barışçıl değil savaşçıldır. 'Hata payı' kitlesel ölümler ve kalıcı hastalıklar olan bir teknoloji kabul edilemez. İktidarımızda Türkiye'de nükleer santral kurulmayacaktır.
Ayrıca partimiz dünyadaki nükleer enerji karşıtları ile dayanışacak, nükleer santrallerin kapatılması ve sayıları on binleri bulan nükleer silahların ortadan kaldırılması için çalışmalar yapacaktır." (s. 49) İşte bunun için oyum Has Parti'ye.
Bu seçimde, benim gibi, hangi partiye oy verecekleri konusunda sıkıntı çekenler için bir yardımcı, "Oy Pusulası Türkiye 2011" adlı internet sitesi. Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Çarkoğlu'nun başkanlığındaki siyaset bilimciler tarafından geliştirilmiş olan site, kullanıcılara, seçime giren 9 siyasi partinin temel konulardaki görüşleri ile (tamamen anonim tutulan) kendi görüşlerini karşılaştırma imkânı veriyor. Hangi partiye oy vermeniz gerektiğini söylemiyor, ama hangi temel konuda, hangi partiye yakın düştüğünüze dair fikir veriyor. (Bkz: www.oypusulasi.org)
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, çok-partili düzene geçilmesinden bu yana Türkiye'nin en başarılı hükümeti olduğu konusunda en küçük bir tereddüdüm yok. AKP bu nedenle 12 Haziran seçimlerinde üçüncü bir dönem için iktidara geliyor. Bunun için benim oyuma hiç ihtiyacı yok. Ama AKP iktidarının ve Sayın Başbakan'ın önümüzdeki dönemde uyarılara ve eleştirilere çok ihtiyacı olacağını düşünüyorum. AKP hükümetinin en çok uyarılmaya ve eleştirilmeye ihtiyaç duyduğu konulardan biri, kalkınmayı bir araç değil amaç olarak gören anlayışı. "Ne pahasına olursa olsun kalkınma" anlayışıyla, ülkemizin en kıymetli varlığı olan doğasının tahrip ve talan edilmesine, insan sağlığının hiçe sayılmasına izin vermemeliyiz.
Türkiye'nin her şeyden önce doğayı ve doğal hayatı savunan, güçlü bir Yeşiller Partisi'ne ihtiyacı giderek büyüyor. 2008'de kurulan, eşsözcülüklerini Ümit Şahin ve Yüksel Selek'in yaptığı, Türkiye Yeşiller Partisi, ne yazık ki, henüz yeterli sayıda ilde örgütlenmeyi başaramadığı için seçime giremiyor. Seçime katılan partiler arasında, birçok başka konuda olduğu gibi çevre konularında da görüşleri bana yakın düşen parti, geçen kasım ayında kurulan, başkanlığını Sayın Numan Kurtulmuş'un yaptığı Halkın Sesi Partisi (Has Parti). İktidar partisi sözcüleri, Fukuşima faciasına rağmen büyük bir aymazlık ve vurdumduymazlıkla, nükleer sanayinin lobicileri gibi konuşurken, Has Parti'nin söyledikleri bana özellikle takdire şayan görünüyor. Has Parti, 12 Haziran 2011 Seçim Beyannamesi'nde aynen şöyle diyor:
"Petrol ve doğalgazın rezervlerinin azalması ve fiyatlarının giderek yükselmesi, öte yandan su kaynaklarının da insanların kullanımına ayrılması tüm dünyayı nükleer enerjiye yöneltmiştir. Ancak risklerinin büyük olması, insanları tereddütlere sevk etmektedir. Bugün dünyada başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülke enerji ihtiyaçlarını nükleer santrallerle karşılıyor. Nükleer santrallerin tarihinin ise insan, hatta tüm canlıların varlığını tehdit eden kazalarla dolu olduğunu biliyoruz. En son Japonya'da depremden zarar gören Fukuşima nükleer santralinden yayılan radyoaktif tehlike, dünyanın büyük bir bölümünü hâlâ tehdit etmektedir. Sadece kazalar değil nükleer santrallerin ürettikleri tehlikeli radyoaktif atıklar da canlı varlığı için tehdit oluşturmaya devam etmektedir.
Has Parti, insanı ve insanlığı öne alan bir siyasi partidir. Partimiz, insanlık için büyük bir tehdit olan nükleer santrallere karşıdır. Çünkü nükleer teknolojinin aslı barışçıl değil savaşçıldır. 'Hata payı' kitlesel ölümler ve kalıcı hastalıklar olan bir teknoloji kabul edilemez. İktidarımızda Türkiye'de nükleer santral kurulmayacaktır.
Ayrıca partimiz dünyadaki nükleer enerji karşıtları ile dayanışacak, nükleer santrallerin kapatılması ve sayıları on binleri bulan nükleer silahların ortadan kaldırılması için çalışmalar yapacaktır." (s. 49) İşte bunun için oyum Has Parti'ye.
Bu seçimde, benim gibi, hangi partiye oy verecekleri konusunda sıkıntı çekenler için bir yardımcı, "Oy Pusulası Türkiye 2011" adlı internet sitesi. Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Çarkoğlu'nun başkanlığındaki siyaset bilimciler tarafından geliştirilmiş olan site, kullanıcılara, seçime giren 9 siyasi partinin temel konulardaki görüşleri ile (tamamen anonim tutulan) kendi görüşlerini karşılaştırma imkânı veriyor. Hangi partiye oy vermeniz gerektiğini söylemiyor, ama hangi temel konuda, hangi partiye yakın düştüğünüze dair fikir veriyor. (Bkz: www.oypusulasi.org)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder