8 Haziran 2011 Çarşamba

Başbuğ yalanlıyor, Askeri Savcılık doğruluyor

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, iletişim danışmanı Nuran Yıldız'la, -cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi- ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu'ya haber göndermediğini söylüyor ve bir soru yöneltiyor: "Neden şimdi bu konular gündeme getiriliyor? 51 No'lu DVD 2009 yılında bulunmuştu." Başbuğ, "Seçim öncesi belgelerin yayınlanması manidar" izlenimini yaratmaya çalışıyor.
Başbuğ'un, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na "kâğıt parçası",law silâhına da "boru" dediğini hâlâ hatırlıyoruz. Daha sonra, ihbarcı subayın gayretleriyle, altında Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzası bulunan gerçek belge ele geçirildi. Poyrazköy'deki gömülü mühimmatın ise, askeri kaynaklı olduğu anlaşıldı; ayrıca kazılardan sadece içi boş değil, dolu law silâhları da çıktı. Demek istiyorum ki, İlker Başbuğ, her zaman gerçeği söylemekle temayüz etmiş bir komutan değil. Nitekim bu defa da, önemli bir delili -Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın Cumhuriyet Savcısı'na gönderdiği 6 Mayıs 2009 tarihli cevap yazısını- görmezden geliyor.
"Org. İlker Başbuğ'un gayriresmi iletişim ve imaj danışmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Nuran Yıldız ve faaliyetleri" başlıklı belge, Haziran 2007 tarihini taşıyor. Altındaki isim: İstihbarat Karşı Koyma Deniz Kurmay Albay Turgut Ak. İstihbarat Başkanlığı'ndan Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilen bu yazıda, Başbuğ'un Mumcu'ya, Genel Kurul'a girmemesini telkin ettiği, Anayasa Mahkemesi'yle temas kurduğu ve askeri müdahaleden söz ettiği belirtiliyor.
Bu belge, Ocak 2009'da emekli Albay Levent Göktaş'ın ofisinde ele geçen 51 No'lu DVD'nin içinde bulunuyor. (Ama o tarihte, 51 No'lu DVD'nin içeriği kamuoyuyla paylaşılmadı.)
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, 14 Nisan 2009'da Genelkurmay Askeri Savcılığı'na, 51 No'lu DVD içindeki 111 dosya hakkında şu soruyu iletiyor: "Bu belgeler Genelkurmay'ın arşivinde var mı? Gizliliği kalktı mı?"
6 Mayıs 2009'da, Genelkurmay Askeri Savcılığı'ndan 8 sayfalık bir liste geliyor. Cevapta, 111 dosyada yer alan ve farklı tarihler taşıyan bilgi ve belgeler (andıçlar, harekât planları, Sauna davası, Ergin Saygun Paşa'nın özel çantasındaki belgeler, Genelkurmay 2. Başkanı ile ABD Büyükelçisi arasında yapılan görüşmeye dair notlar, EMASYA seminerine yönelik bir değerlendirme vs) "çok gizli" ve "gizli" olarak derecelendirilmiş. İşte bunların arasında, 6. sayfada, "Org. İlker Başbuğ'un gayriresmi iletişim ve imaj danışmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Nuran Yıldız ve faaliyetleri" başlıklı belge de var; karşısında "gizli" yazıyor. (O tarihte, bu yazıdan da haberdar olmadık.)
***
"2009'dan bugüne niçin üzerinde durulmadığını?" soruyor Başbuğ. Cevabı çok basit. Çünkü, o belge kamuoyuyla daha yeni paylaşılıyor. Zaman gazetesinden okuyalım: "6 Aralık 2010'da, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda arama yapılıyor. Gölcük'teki aramalardan hem Balyoz davasına, hem İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na ait belgeler çıkıyor. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne, Gölcük'te yapılan aramalarda İrtica ile Mücadele Eylem Planı'yla ilgili herhangi bir bulgunun elde edilip edilmediğini soruyor. Balyoz soruşturmasını yürüten savcı Hüseyin Ayar, 5 Mayıs 2011'de, -İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın görüşüldüğü- 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, Gölcük'te ele geçirilen 5 No'lu hard diskte, İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasını ilgilendiren belgelerin bulunduğunu bildiriyor. Ek olarak da, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce hazırlanan 454 sayfalık 2 klasörden oluşan bir tespit tutanağını aynı Mahkeme'ye sunuyor. Bu tespit tutanağının içinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14 Nisan 2009'da Genelkurmay Askeri Savcılığı'na yolladığı yazıyla, askeri savcılığın, 111 dosya ve içeriği hakkında verdiği bilgiler var. Bunlardan biri de, Nuran Yıldız'ın faaliyetlerine ait. Karşısında da gizli yazıyor."
Şimdi meydana çıkmasının sebebi, daha yeni mahkemeye intikal etmiş olması. Dursun Çiçek'in yargılandığı 4. Ergenekon davasında (26 Mayıs 2011), İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce hazırlanan tespit tutanağı avukatlar tarafından gazetecilere dağıtılıyor.
Bence yargılama biraz derinleştirilsin. Herhalde İlker Başbuğ'un da söyleyecek sözleri olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder