Seçim sandıklarına ramak kala terörün çıkınından çıkan sürpriz, “Kürtçe Ezan” safsatası. Yoksa giden tarihi Şef, BDP bayrağı altında geri mi geliyor? Medya sayfalarına bakıyorum, Nurettin Coşan Beyefendi “Akıllı ol” başlığı ile açıklama yaparak sözde kucağında, avucunda kalan bozkurtlara halktan oy istiyor. Ey efendi, MHP’de bozkurt mu kaldı? Hangi göz MHP, CHP, BDP dayanışmasını göremiyor?.. Hangi kafa bu üçlünün laikçilik adı altında çadır kurduğunu anlayamıyor? Irkçılığı, Kürtçülüğü, Türkçülüğü göremiyor?.. Akıl bu, Allah vergisi... Bu vergiyi Allah yolunda değil de, Allah düşmanları safında kullanmaya kalkıştığınızda, nimeti bahşeden sormaz mı: Hani sana akıl vermiştim, hani sana göz vermiştim? Sen kalktın bu aklı-fikri İslâm karşıtları için kullandın. Hem de içi boşaltılmış laflarla, sloganlarla aldatarak kullandın. Son günlerde neler olduğunu ben de anlamış değilim. Sade Nurettin Coşan değil, bir başka cemaatin yoldaşları da Ecevit’e rahmet okuyor. Sanki Ecevit, “Bu hanıma haddini bildirin, devlete meydan okuyor” dememiş gibi. Rahmet okuyanlar havayı görmemişler, duymamışlar, anlamamışlar! Daha önce de yazmıştım, Diyanet mensubu kimi imamlar da durmadan Mustafa Kemal ile arkadaşlarına rahmet okutuyor. Dua ettiriyor... Okumalar çoğalınca bu sefer de Kürtçe ezan safsatası çıktı karşımıza. Anlaşılan cehalet, hıyanet, delalet bir arada... Kürt halkı cahil kaldığı sürece, birileri de ırkçılık baronluğunu sürdürecek. Ortadoğu’ya bakın, Müslüman halkın arasında yılanlar, çıyanlar dolaşıyor. Her Allah’ın günü yüzlerce insan kimvurduya gidiyor. Halkın dayanacak gücü kalmadı... Sözde diktatörler gidecek, demokrasi gelecek. Hani ne gelen var, ne giden. Irak için de aynı türküleri söylemediler mi? Bugün Irak’ın hali yürekler acısı... Ve de başında emperyalist güçlerin adamı Kürtçü Talabani oturuyor. Keyfi hoş, rahatı, sefası gıcır. Bir zamanlar o da Kürtçülük sevdasına dadanmıştı, ne var ki efendileri ona bir koltuk bularak susturdular... Sırada Barzani var, onun da mevkisi Kuzey Irak cenahı. Barzani sözde devlet ama, oturduğu toprağın altındaki zengin petrolü İngilizlerle Amerika yudumluyor. Kuzey Irak’ın Müslüman Kürt halkı fakir fukara. Evinde bir kilo bulguru bile yok... Bizim de güneydoğumuza aynı kefeni biçtiler. Sözde bu yöre özerk olursa BDP zil takıp oynayacak. Oynar, çünkü Kürt halkı yine ekmeğe, işe muhtaç olacak. Baronlar ise ağa-bey kalacak. Bütün hesaplar Müslümanın petrolü için değil mi? İşte gördünüz, daha düne kadar BDP, hem CHP’ye, hem de MHP’ye karşı iken seçim arifesinde uzlaştılar. MHP 16 yıl Diyarbakır’a gidemezken, bu sefer elini kolunu sallaya sallaya nasıl gitti? Ne dükkanlar kepenk kapattı, ne araçlar taşlandı, ne de yollara barikatlar kurdular. CHP’nin İkinci Kemal’i de aynı havada karşılandı... Yollar mı değişti, roller mi değişti?.. Nasıl oldu? Yoksa ötelerden emir mi geldi? Öyle ya; biri Kürtçü, biri Türkçü bir araya nasıl geldiler? Bir zamanlar Kürtçülüğü savunan Marksistler okul diyordu, şimdi de okul var ama taşlıyorlar. Yurt yoktu, olunca onu da yakıyorlar. Yol yapsan yıkacaklar, fabrika yapsan yakacaklar. Hani Marksistler dine, imana karşı idiler? Şimdi bakıyoruz kardeşinin eşi ile ilişkiye gireni imam yapıp alternatif Cuma namazları kıldırıyorlar. Bu havada Türkiye sandık başına gidecek... Ülkenin umutları AK Parti’nin omuzlarında, ne var ki milletvekili adaylarındaki isabetsizlik nedeniyle ülkenin dört bir yanından AK Parti’nin oldukça oy kaybedeceği haberleri geliyor... Kimileri de adayları görünce kerhen diyor... Yine de ülkenin geleceği açısından bir sefer daha oyumuzu doğru tercihlerde kullanalım, baronlara aldanmayalım, bölünmeyelim, parçalanmayalım... |
8 Haziran 2011 Çarşamba
CHP deyince ‘Türkçe Ezan’ BDP deyince ‘Kürtçe Ezan’
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder