Elbette memleket ahvali hakkında da nabız yoklamış. Hüseyin Alkan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
(...)
'Geneleve nasıl giderim?' diye soruyorum. 'Gazeteciyim. Oradaki kadınlarla görüşeceğim' diyorum. Tarif ediyor. Sonra da sohbet ediyoruz.
Seçimlerde TKP'ye oy vereceğini, adaleti sadece sosyalistlerin sağlayabileceğini, tek anlam veremediği şeyin, 'En diptekilerin bile iktidara hayran olmaları' olduğunu söylüyor.
Leblebici Şaban Sokağı'ndaki genelevin kapısına geliyorum. Polis memuru, içinde video kamera, ses kayıt cihazı ve fotoğraf makinesi ve dünden kalan can eriklerin olduğu çantamı yandaki emanete bıraktırıyor. Emaneti pek gözüm tutmuyor ama beş lira verip çantamı teslim ediyor ve içeri giriyorum.
Bütün evlere uğruyorum. Biri dışında tüm evlerde bana iyi davranıyorlar. 'Burası işyeri burada siyaset konuşulmaz. Başkalarına sor'' diyorlar, ama kimse konuşmak için can atmıyor. Biri 'Gel yukarıda rahat konuşalım' diyor.
Bir başka kadın, hangi partiye oy vereceğini söylemek için 35 TL vizite ücretini ödememi istiyor.
Burasının kapatılacağı yolundaki haberler nedeniyle AKP'ye öfkeliler. 'Hükümet buradaki fuhuşla uğraşacağına dışarıdakiyle uğraşsın' diyorlar.
Bir kadın, 'Dışarıdakilere kapıları açtılar, bizim işler düştü. Eskiden bu sokak ful olurdu. Şimdi vize de kalktı. Bizim işler daha da kötüye gidecek' diye yakınıyor.
Evlerin önündeki erkekler beni şaşkınlıkla izliyor. Aslında ben de kendimi şaşkınlıkla izliyorum.
Yarı çıplak kadınların karşısında bazen ellerim önde bağlı, zaman zaman da hazırol vaziyette, mahcup 'İyi günler ben gazeteciyim' diyorum. Yukarıdan yeni inen kadınlar merakla, kasada duran adamlar da kaşlarının altından, başlarını dörtte bir ölçek çevirerek bakıyorlar.
En köşedeki evin favori kadını 'Sana geldim hayatım' diyen adamı yukarı gönderdikten sonra oyunu AKP'ye vereceğini söylüyor:
'Biz aç doyuruyoruz. Geleni zengin edip gönderiyoruz. AKP yandaşlarını doyurdu, kendini de doyurdu. Belki bundan sonra bize bir faydası dokunur' diyor ve 'Ecevit gibisi gelmez' diye ekliyor.
Arkadan yaşlıca bir kadın 'Oyum CHP'ye' diyor ama nedenini söylemiyor.
Kadınlardan biri, SSK emekliliği için 51 yaş sınırının kalkmasını istiyor. Kulağıma eğilerek 50 yaşında olduğunu söyleyen başka bir kadın, 10 yıldır burada çalıştığını anlatıyor ve 'Biz ağır işçiyiz. Erken yıpranıyoruz. Emekli olsam, çeker giderim buradan. Beni burada tutan yok. Evim de var. Artık çalışmak zorunda değilim. Ama hükümet Torba Yasa'da erken emekliliği çıkarmadı' diyor.
Memleketin durumunun kötüye gittiğini, yoksulluğun arttığını söylüyorlar.
Çıkarken, girişte benden vizite ücretini isteyen kadın 'Gel bakalım. Kamuoyu yoklaması yaptın mı? Ne çıktı?' diye soruyor.
Özet yapıyorum. 'AKP'den iyisini mi bulacaklar?' diyor.
(...)
Sahi, AKP'den iyisini mi bulacağız. Allah zeval vermesin...
Hüseyin Alkan'ın da elleri dert görmesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder