13 Haziran 2011 Pazartesi

İlk notlar

Ben de herkes gibi televizyonda o kanaldan bu kanala geçip sonuçları izliyorum.

Aslında uzun uzun analizler yapmaya gerek yok. Seçim sonuçlarını gösteren haritaya bir göz atmak durumu anlamak için yeterli.

Türkiye, bir iki il istisnası ile baştan başa sarıya boyanmış durumda.

AKP kıyılar dahil olmak üzere ülkenin her yerinde oylarını artırmış. Hem de 3. dönemi olmasına rağmen.

Aslında konuşulacak iki şey var:

Galip niye galip, mağlup niye mağlup?

AKP açısından durum net. Halk ona ‘Yola devam!’ diyor.

***


Asıl konuşulması gereken konu ana muhalefet: CHP, iktidarın dokuzuncu yılındaki AKP’nin yarısı kadar oy almış olmayı nasıl yorumluyor?

Acaba ‘Nerede hata yapıyoruz?’ sorusunu soruyor mu kendisine?

***


Önemli bir soru da böyle yamalı bir grupla CHP’nin Meclis’te ne yapacağı.

Sezgin Tanrıkulu ile Sinan Aygün’ü, Turhan Tayan’ı yan yana oturtan parti, kritik konularda nasıl reaksiyon verecek?

Mesela Kürt konusunda!

İlk sınav bu konuda verilecek.

***


CHP Genel Başkanı seçimden önce Avrupa Konseyi’nin özerklik şartının önündeki engelleri kaldırma sözü verdi.

Bu söz, Kürtlere özerklik içeriyor.

Şimdi AKP ve BDP tarafından TBMM’ye getirilecek olan bu önemli konuda grup bütünlüğü korunabilecek mi?

Yoksa tarihte çok görüldüğü gibi CHP, içinden yeni partiler mi doğuracak?

***


2011 seçimi Türkiye’de temel bir değişim yaşandığını ortaya koydu.

Ülke değişiyor, halk değişiyor, egemen çevreler değişiyor, sermaye değişiyor, medya değişiyor, devlet kurumları değişiyor.

Bir anlamda adı konmamış bir altüst oluşun tam göbeğindeyiz.

Bu fırtına seçimden ya da partilerden daha da önemli.

Önümüzdeki yıllar Türkiye’nin yapısal değişimlerinin tartışılacağı yıllar olacak.

Kürt bölgesine özerklik, anayasa değişikliği, başkanlık sistemi gibi kasırgalar bekliyor ülkeyi.

Kolay bir dönem olmayacak.

Hep birlikte izleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder