7 Haziran 2011 Salı

Kılıçdaroğlu’na Avrupa Konseyi Özerklik Şartı uyarısı

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, Kılıçdaroğlu’na önemli bir uyarı mektubu yazdı.
İşte o mektup..
“Türkiye, Avrupa Konseyi’nce sunulan” Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı “nı, 21 Kasım 1988 günü Strasburg’da imzalamış, 8 Mayıs 1991 tarih ve 3723 sayılı yasa ile onamıştır.
Türkiye’nin Anayasa ile belirlenen üniter yapısını değiştirmeye yönelik bu anlaşma, “özerk yerel yönetimler” öngörmektedir.
“Önsöz”ünde bu anlaşmanın; “Özerk yönetimlerin korunması ve güçlendirilmesinin (...) idarede adem-i merkeziyetçiliğe dayanan” bir yapı oluşturulmasına önemli bir katkı sağlayacağı belirtilmektedir.
Zaten, “Özerk Yerel Yönetimlerin Anayasal ve Hukuki Dayanağı” başlıklı 2. maddesinde aynen; “Özerk yerel yönetimler ilkesi, ulusal mevzuatla ve uygun olduğu durumlarda Anayasa ile tanınacaktır” deniliyor. AKP Hükümeti’nin, şimdi Anayasa’daki güvenceleri kaldırarak Özal’ın bu taahhüdünün gereğini yerine getirme hazırlıkları içinde olduğu anlaşılmaktadır.
Anlaşmanın 3. maddesinde de “Özerk Yerel Yönetim Kavramı” şöyle tanımlanıyor:
“Özerk yerel yönetim kavramı yerel makamların, kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu işlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yürütme hakkı ve imkânı anlamı taşır”.
“Yerel makamlara verilen (bu) yetkiler, normal olarak tam ve münhasırdır” (Md. 4/4). Anlaşmayı imzalayan devletler, “yerel yönetimlerin (bu) temel yetki ve sorumluluklarını Anayasa ya da kanun ile belirlemek” zorundadırlar (Md. 4/1).
Anlaşmaya göre; yerel yönetimlerin coğrafi sınırlarını da ilgili devlet dilediği gibi değerlendiremez. Bunun için o bölgede yaşayan yerel topluluklara danışmak zorundadır (Md.5).
Anlaşmada “özerk yerel yönetimler”in ekonomik altyapısı da unutulmamış; “Yerel makamlara kendi yetkileri dahilinde serbestçe kullanabilecekleri yeterli mali kaynaklar sağlanacak”!
Türkiye’nin bu anlaşmaya koyduğu bir çekince yoktur. Anlaşmanın 12/1. maddesine göre 20 paragraf saptanmış ve 1. madde, “Önsöz” ve diğer düzenleyici hükümlerle birlikte bu paragraflarda yer alan düzenlemelere imza atılmıştır. Zaten bu 20 paragraf, anlaşmanın içeriğini belirleyen temel hükümlerdir. Bunları kabul etmek, yerel yönetimlerin özerkliğini taahhüt etmek anlamına gelmektedir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nda tanımlanan “üniter devlet” yapısından vazgeçmek demektir.
B u yasayla her türden Cumhuriyet düşmanı ve bölücü terörü azgınlaştıracak bir hukukî zemin yaratılmakta, bu tür faaliyetlere uluslararası himaye getirilmektedir. Bu yasa ile Türkiye askerî bir yenilgiye uğramadan “Sevr Antlaşması”nı imzalamış bulunmaktadır. Sevr Antlaşması’nın diğer hükümlerinin de, parçalara bölünerek “Uyum Yasaları” adı altında Meclis’ten geçirildiği görülmektedir. Bu olgular karşısında, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nı onaylayan yasanın çıkarılması, siyasal bir gafletin sınırlarını aşmıştır ve ceza yargısının soruşturma alanına girmektedir. Cumhuriyet tarihimizin en ağır suçu işlenmiştir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder