Birçok yerde iktidar çok az kişinin elinde odaklanmıştı. İnsanların yargıya, bağımsız medyaya, eleştirel partilere ya da özgür ve adil seçimlere dönme şansı yoktu.
Halkların kendi kaderini tayin edememe durumu bölge ekonomisine de etki etti.”
***
“Bazı ülkeler petrol ve gazla zengin olsalar da bugünkü ekonomi bilgi ekonomisi. Sadece topraktan çıkanla olmaz.
Bu zorluklar karşısında bölgede birçok lider halklarının öfkesini başka yere yöneltmeye karar verdi. Batı, İsrail düşmanlığı öfkeyi gösterecek kanallar oldu.”
***
“Bu hikâye bitmeden önce yıllar geçecek. İyi ve kötü günler olacak.
Bazı yerler çok hızlı bazı yerler kademeli olarak değişecek.
Vahşi bir iktidar yarışı olacak.
Bizim için soru şu: Bu hikâyede Amerika ne rol oynayacak?”
***
“ABD, Tunus’taki seyyar satıcının onurunu diktatörün ham iktidarından daha değerli görüyor.”
***
“ABD bölge halkına şiddet kullanılmasına karşıdır.
ABD bunlara inanır: Özgürce konuşma hakkı, özgür toplanma, din özgürlüğü kadın-erkek eşitliği, liderini seçme hakkı.
Ekonomik ve siyasi reformları destekliyoruz. Desteğimiz ikincil bir çıkar değildir, birincil önceliktir ve somut faaliyetlerle ortaya konmalıdır.”
***
“Son olarak Suriye rejimi öldürme yolunu seçti. Suriye halkı demokrasi istediğini gösterdi. Esad ya bu değişime liderlik eder ya da yoldan çekilir.
Ciddi bir diyalog başlatılmalı aksi takdirde Esad’ın rejimi içeriden zorlanacak, dışarıdan yalnız bırakılacak.
Şimdiye kadar Tahran’ın desteğini aldı. Bu da Tahran’ın ikiyüzlülüğü. Hem göstericilere destek verdiğini söylüyor hem de kendi halkına baskı uyguluyor.”
***
“Kadınlar güçlü oldu mu ülkeler daha refah içinde olur.”
***
“Bölge genelinde birçok gencin iyi bir eğitimi var ama kapalı ekonomiyle iş bulamıyorlar. Girişimcilerin fikri çok ama yolsuzluk yüzünden geliştiremiyorlar.
Enerjinin bir kanal bulması lazım böylece ekonomik gelişme sağlanabilir.
Mısır’ın 1 milyar dolara yakın borcunu siliyoruz, dış piyasalara açılmalarını sağlamak istiyoruz. Kongre’yle birlikte çalışarak girişim fonları oluşturuyoruz. Berlin Duvarı’nın yıkılışından sonraki gibi. OPEC proje başlatıyor. Müttefiklerimizle birlikte çalışacağız.
Petrol ihracatını saymazsak bölgenin tamamının ihracatı İsviçre kadar. AB ile çalışıp ABD ve AB piyasalarına açılmasını sağlayacağız bu ülkelerin.”
***
“Siyaset ve insan hakları bir, ekonomik kalkınma iki.
Üçüncü bir konu daha var, barış arayışı.”
***
“Demir yumruklar gevşeyecek. Şiddet, baskı başarısız olmaya mahkûmdur.”
***
Yukarıdaki alıntılar ne?
ABD Başkanı Barack Obama’nın üç hafta önce yaptığı, Türkiye’nin de nedense pek duymak istemediği, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk ayaklanmalarına yönelik “en kapsamlı” konuşmasından vurucu satır başları... Şahsen beni iki vurgu çok ilgilendirdi:
“ABD, Tunus’taki seyyar satıcının onurunu diktatörün ham iktidarından daha değerli görüyor.”
Ve...
“Kadınlar güçlü oldu mu ülkeler daha refah içinde olur.”
Zamanın ruhu ve tarihin temposunu, ayrıca da dünya sistemini iyi okuyamayan ülkelerin başı beladan kurtulmuyor...
Obama’nın Türkiye’de pas geçilen bu çok önemli konuşmasını genel hatlarıyla, seçim günü hatırlatmada fayda gördüm...
Halkların kendi kaderini tayin edememe durumu bölge ekonomisine de etki etti.”
***
“Bazı ülkeler petrol ve gazla zengin olsalar da bugünkü ekonomi bilgi ekonomisi. Sadece topraktan çıkanla olmaz.
Bu zorluklar karşısında bölgede birçok lider halklarının öfkesini başka yere yöneltmeye karar verdi. Batı, İsrail düşmanlığı öfkeyi gösterecek kanallar oldu.”
***
“Bu hikâye bitmeden önce yıllar geçecek. İyi ve kötü günler olacak.
Bazı yerler çok hızlı bazı yerler kademeli olarak değişecek.
Vahşi bir iktidar yarışı olacak.
Bizim için soru şu: Bu hikâyede Amerika ne rol oynayacak?”
***
“ABD, Tunus’taki seyyar satıcının onurunu diktatörün ham iktidarından daha değerli görüyor.”
***
“ABD bölge halkına şiddet kullanılmasına karşıdır.
ABD bunlara inanır: Özgürce konuşma hakkı, özgür toplanma, din özgürlüğü kadın-erkek eşitliği, liderini seçme hakkı.
Ekonomik ve siyasi reformları destekliyoruz. Desteğimiz ikincil bir çıkar değildir, birincil önceliktir ve somut faaliyetlerle ortaya konmalıdır.”
***
“Son olarak Suriye rejimi öldürme yolunu seçti. Suriye halkı demokrasi istediğini gösterdi. Esad ya bu değişime liderlik eder ya da yoldan çekilir.
Ciddi bir diyalog başlatılmalı aksi takdirde Esad’ın rejimi içeriden zorlanacak, dışarıdan yalnız bırakılacak.
Şimdiye kadar Tahran’ın desteğini aldı. Bu da Tahran’ın ikiyüzlülüğü. Hem göstericilere destek verdiğini söylüyor hem de kendi halkına baskı uyguluyor.”
***
“Kadınlar güçlü oldu mu ülkeler daha refah içinde olur.”
***
“Bölge genelinde birçok gencin iyi bir eğitimi var ama kapalı ekonomiyle iş bulamıyorlar. Girişimcilerin fikri çok ama yolsuzluk yüzünden geliştiremiyorlar.
Enerjinin bir kanal bulması lazım böylece ekonomik gelişme sağlanabilir.
Mısır’ın 1 milyar dolara yakın borcunu siliyoruz, dış piyasalara açılmalarını sağlamak istiyoruz. Kongre’yle birlikte çalışarak girişim fonları oluşturuyoruz. Berlin Duvarı’nın yıkılışından sonraki gibi. OPEC proje başlatıyor. Müttefiklerimizle birlikte çalışacağız.
Petrol ihracatını saymazsak bölgenin tamamının ihracatı İsviçre kadar. AB ile çalışıp ABD ve AB piyasalarına açılmasını sağlayacağız bu ülkelerin.”
***
“Siyaset ve insan hakları bir, ekonomik kalkınma iki.
Üçüncü bir konu daha var, barış arayışı.”
***
“Demir yumruklar gevşeyecek. Şiddet, baskı başarısız olmaya mahkûmdur.”
***
Yukarıdaki alıntılar ne?
ABD Başkanı Barack Obama’nın üç hafta önce yaptığı, Türkiye’nin de nedense pek duymak istemediği, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk ayaklanmalarına yönelik “en kapsamlı” konuşmasından vurucu satır başları... Şahsen beni iki vurgu çok ilgilendirdi:
“ABD, Tunus’taki seyyar satıcının onurunu diktatörün ham iktidarından daha değerli görüyor.”
Ve...
“Kadınlar güçlü oldu mu ülkeler daha refah içinde olur.”
Zamanın ruhu ve tarihin temposunu, ayrıca da dünya sistemini iyi okuyamayan ülkelerin başı beladan kurtulmuyor...
Obama’nın Türkiye’de pas geçilen bu çok önemli konuşmasını genel hatlarıyla, seçim günü hatırlatmada fayda gördüm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder